Bizim kuşağın gençlik dönemi, liseli yıllarından itibaren fikir sistemleri, rejimler, yönetim biçimleri gibi konuları içeren siyasal ve politik atışma, çatışma, sürtüşme, işgal, gösteri, protesto benzeri fiiliyat ve eylemlerle geçmiş, materyalizm ve idealizmin derinliğinde yaratılış felsefesini önemli düzeyde tartışmaya açmışlardır. Söz konusu faaliyetlere katılma vasfıyla okuma, araştırma, sorgulama özelliğine sahiptir. Bilginin insana yüklediği bazı değerler vardır. Tahmin gücü bakımından donanımlıdırlar. Bazı şeylerin iyi gitmediğini kör Salih bile görüyor…

Bilim dünyasının yaratıcı gücü tahminlere uzanan yolculukta gösterilen gayretle ulaşılan sonuçta neticeye ulaşabilmektedir. Tahminler, tam, net bilgiler yerine olası ihtimallerdir. Meteorolojinin hava tahmin raporlarıyla örneklendirmek mümkündür. Bazı şeylerin temel nedeni de yaratılışın gayesine uygun düşmesindendir. Yanlış sistemin ucubeliğinde mi? 

Tartışmalar bazı düşünürleri doğrularken bazılarını yanıltmaktadır. Rejimin adıyla yönetici vasfı da etkendir. Özünü yetiştirmiş, kötülüklerden arındırmış, kişisel çıkarlarını milli değerlerin gerisine atmış liyakat sahibi şahsiyetlerden oluşan toplumlarda üretim en üst seviyede verimli seyredecektir. Devlet yönetimi ciddiyet, bilgi, birikim, liyakat, özveri istemez mi?

Küresel sahada gündemdeki yönetim biçimlerine göz atılınca “demokrasi” her kesimin dilinden düşmemektedir. Öyle anlar geliyor ki en dikta kişilikler bile demokrasiden dem vurabilmektedirler. Gerçi “en iyi demokrasi öz kralını seçtirir” diye söz vardır. Sanırım sistemin nedenlerinin başında “ses ile görüntünün” uyum sağlayamadığı; “dil ile bedenin” uyumsuzluğu tahminleri doğrular niteliktedir. Siyasi arenadaki sıcak rüzgarlar halkın arasında buz kesiyor!..

Şöyle ki; Kafkaslara giden iş adamı yöre halkının sevmediği “Ömer!” ismini taşıyormuş ama halka şirin görünmek için;

-Adınız nedir? Sorusuna cevaben…

-“Ali, efendim!.. “ deyince!..

-“Hıı!.. Ali olmasını Ali ama gözleriniz; “Ömer!..” olduğunu söylüyor”, deyivermişler…

Hatip için lisan söylemlerinden daha önemlisi beden dilidir. Özün ve sözün doğruluğuna işarettir. Aktif politikada söylem ile eylemin arası çok açılmış ve halkın politikacıya olan güveni sarsılmıştır. Bu davranış biçimi, politik polemikler tartışmaları alevlendirmektedir. Muhaliflerin “tek adam rejimi, parti devleti, ucube sistem” söylemlerini tekrarlamalarına nedendir. Halkın umudunu suya düşürecek her rejim ucubedir. Sanırım Cumhuriyeti kuranlar daha zekilermiş!..