Türkiye'nin yakın tarihinde farklı düşünce akımları üniversitelerden başlamak üzere puturak dikeni gibi çoğalarak örgütlenme süreçlerini tamamlayıp politik çıkar hesaplarını kullanarak milletvekili sıfatıyla TBMM'ne girmeyi başarmışlardır. Meclis aritmetiğinin sağından ve solundan, her iki uç noktadan da kendilerini Kürtçülük ideolojisinin temsilcisi ve Kürt Sorunu Çözümünün adresi konumuyla tanımlayan milletvekilleri ve partiler vardır. Söz konusu siyasete tanınan imkânlar illegal sağ ve illegal solda yer alan terör örgütlerini cesaretlendirmekte, halk arasındaki potansiyelini yükseltmekte, ülke bütünlüğü ve halkın birlikte yaşama ülküsünü tahrip etmektedir. Paris’te 24 Şubat 1983’de Kürt enstitüsü kurulmuştur…

Dünyanın her yerindeki devlet ve devletçiklerin hiçbirisi kurucu kral, kurucu sülale, kurucu beylik, kurucu millet adını almış olsa da tek ırka mensup toplumlardan oluşmaz. Kurucusu, Gazi, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarından oluşan “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” de saf ırk Türkleri barındıran bir ülke değildir. Eski Anadolu medeniyet verasetini kavramak gerekir. Kurucu önderlerden Atatürk; "Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Anadolu halkına büyük Türk milleti denir!" sözü; hangi milli kökten gelirse gelsin Anayasa içeriğinde ayrıştırmadan modern devlet statüsünde herkesi Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı, Türklük bilinciyle kucaklamış, “ne mutlu Türk’üm diyene!” vecizesiyle de perçinlemiştir..

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi dili Türkçe'dir. T.C. kimliği taşıyan herkes Türk’tür. Arkeoloji ve tarihi derinlikte soy kütüğü farklı nesillere inebilecek aşiret ve sülalelerden türeyenler de vardır. Türk soyundan üremesine rağmen tarihi süreçte eski Anadolu Medeniyeti,  Fars ve Arap kültürünün Selçuklu ve Osmanlı imparatorluklarının geniş coğrafyaya hükmetmiş yapısıyla Türklüğü ve Türkçesinden çevre etkileşimiyle taviz verip farklı lehçeleri konuşan öz be öz Türkler de vardır.  Söğütte yaşayan Türk soylu ve öz Türkçe konuşan aşiretlerden Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan akrabalarının Kürtçe konuştuğunu tarihçiler ifade etmektedirler. Batılı tarihçi ve arkeologlar Kürt milli tarihinde derinlik bulunmadığını, "Kürt" tanımındaki aşiretlerin soy kütüklerinin Turan ırkı diye tanınan Türk soyu, genellikle Asya eski Türk boylarına dayandığına açıklık getirmektedirler. “Kendimi kırk yıldır Kürt zannederdim. Meğerki Karakeçili Türkmenlerindenmişim” itirafında bunan sanatçıyı herkes tanıyor…

Anadolu'yu ayrıştırma projesi, orientalizm ideolojisinin geliştirdiği şark meselesi, Büyük Ortadoğu Projesi, (BOP)"un tarihi 18. Yüzyıla dayanmaktadır. İngiliz ajanı, Lawrence Müslümanlığının hedefindeki Türk düşmanlığı ve Türkiye üzerindeki emelleri daha da farklıdır. Türkiye'nin her yerinde eğitim, ekonomi, geri kalmışlık sahalarında ortak sorunlar vardır. "Kürt sorunu" tabirini kullananlar halkın duygularını politik malzeme yaparak fay hatları oluşturmakta, devlet kademelerinde yükselip, TBMM'de farklılaştırma politikasıyla dış emellere hizmet etmektedirler...

Yasal zeminde TBMM'ne yerleştirilen ayrılıkçı politikacılar çıkarları uğruna yeterli rey potansiyeline ulaşmada tereddüde kapılanlarca kullanılmakta, işlevi bitince de öcü muamelesiyle karşılaşarak kin ve nefret yumağı ve fay hatlarında kullanılmaktadırlar. Ayrılıkçı partilere Meclis kapısını aralayan, tavizkâr politikaların ülkeye verdiği zararı dikkate alan da yoktur. Milli politika jurnalcilik düzeyini aşmamakta, bitmez, tükenmez kavga ortamı yaratmakta, öz gündemin içinde boğulmaktadır. Canavarıyla boğuşmaktan ileriye gidemeyen politika Türkiye Yüzyılı söyleminin altını dolduramamıştır. Ezen ezer, ezilen de ezilir gider. İllegal uçları şımartanların saltanatı devam eder. Siyasetin her tavizi devleti yıpratır. İster legal, isterse illegal zeminde olsun, ülke bütünlüğüne, toplumsal uzlaşı kültürü ve Kürt aşiretlere en büyük zararı Kürt siyasi hareketleri verir. Türkiye Cumhuriyeti; ırk ve din temelinde devlet ve milletiyle bölünmez bütündür. TBMM, milli Meclis kuruluş ilke ve ülkülerine sahip çıkmalıdır!..

Yakın tarih şahittir ki Leninist, Maoist ideallere kapılan materyalist sol gençlik hareketi yerini sol Kürtçü; sağ gençlik hareketi ise cihadist akım, sağ dinci gençliğe bırakmıştır. Dindarlık !?.. “Su uyur, düşman uyumaz” denir ya, dış güçler hangi tarafı eğitimsiz, zayıf yakalarsa o taraftan Türklüğe saldırmaya ve İslam ülkeleri içinde “Laiklik” ilkesinin önderi Türkiye Cumhuriyeti’ne tuzak kurmaktan geri durmamaktadır. Tek çare: Uyanmak!.. Türklük ayarına, milli ve dini değer temeline, Cumhuriyetin ana ilkelerine sahip çıkmaktır. Ayrıştırıcı, kamplaştırıcı hiçbir ideoloji ve politikanın Anadolu insanına hayrı olmayacaktır. “Türkler ne kadar Türk ise; Kürtler de bir o kadar Türk’tür. Kürtler ne kadar Kürt ise, Türkler de bir o kadar Kürt’tür. A.TÜRKEŞ” Bu ülkede birlikte yaşama ideali, Türk Ülküsü muhafaza edilmez ise tuzaktan kurtulmak ne yazık ki imkânsızdır. Kürtçülük; ideoloji değil, ayrıştırıcılık, etnik bölücülüktür!..