Hangi makam ve mevkide olursa olsun, atanmış veya seçilmiş hiç kimseye makam ve mevkiler gereğinden fazla görev ve yetki vermez. Verilmeyen yetki ve görevi üstlenmiş olması da hiç kimsenin her yaptığını meşrulaştırmaz. Hele hele kabadayılık hiçbir kamu görevlisi, belediye başkanı, milletvekili, yakın ve yandaşlara yakışmaz. Liderlik, önderlik özen, düzen, nizam ister…

Görsel medya yanında yazılı basın ve sosyal medya ağlarından izlenen bazı olaylar makam ve mevkii sahiplerini yanlış tanıma, yorumlama ve kınanmasına ortam yaratmaktadır. Özellikle siyasete atılmış politik ortamda unvan sahibi şahsiyetler kürsü dokunulmazlığı gibi bir zırhın arkasına sığınıp da bu hakkın her yer, merci, aktivitelerde kullanabileceğini sanıyorlarsa çok büyük hata yapıyorlardır. Halbûki eylem, söylem, tavır, davranış ve hareketleri yakın takip, mercek altındadır. Gidip geldiği, girip çıktığı yerlere dikkat etmesi gerekenler seçilmişlerdir…

Mahalle muhtarından tutun da belediye meclisi üyesi, belediye başkanı, milletvekilinden cumhurbaşkanına, halk önderi yöneticilerin, iktidar; bilhassa muhalefet saflarındakiler çok çok daha dikkatli olması gerekenlerdir. Yetki zehirlenmesi başlarını döndürmesin… Elbette vatandaşın; acı, ıstırap ve sıkıntılarını dile getirmek için ziyaret yapıp, eyleme katılabilirler. Vatandaş; kızar, öfkelenir, saldırır, gaza gelir, provokasyona kapılır, kitle psikolojisi etkisiyle beklenmedik eylemlerde bulunabilir. Vatandaşın içine düştüğü hali araştırıp, anlamak, vatandaşa anlatmak, tesellisiyle çözüme yönlendirmek seçilmişlerin asli görevidir...

Hükümet; devletin icra organı, yürütmedir. Meclis, yasama, yani yasa yapma yeridir. Yürütmeyi kararnameyle yönetmek meclisin devrettiği yetkilerindendir. Tek kişiye devredilmiş yetkilerin denetimi de meclise aittir. Milletvekilleri öncelikle görev mealleri ve yetkilerini sorgulamalıdır. Kararname tasdiki dışında yetkilerini devretmiş vekillerin kamu görevlisi sivil ve resmi giyimli memur, polis, askeri görevi başında sorgulama, hırpalama, amirlerine karşı zor durumda bırakma hakkı olmamalıdır. Ayıptır, günahtır. Vekillerin seçmene şirin gözükmek için vatandaşın, önünde, kameranın karşısında, medyanın kucağında çalışanları rencide etmesi, kabadayılık gösterisi halk nezdinde itibar görmez. Caka satmak, bir şey olduğunu sanmak, bağırıp çağırmak, üstelik bir de kovalamak şahsının, partisinin politikasını gözden düşürür…

Politikacılar unutmasınlar ceza yazdı diye kabadayılık yapılan, hırpalanan amir, memur, polis, jandarma ve yakınlarının da reyi ve oy kullanma hakları vardır. İktidardakiler devlet imkanlarını kullanarak hatalarını örtbas edebilirler ama; ya muhalefettekiler? Asli görevini muhaliflik üzerinden kurgulayanlar için yoruma gerek yoktur. İstedikleri gibi davranış sergileyebilirler. Ama iktidara gelme, hükümet kurma ve ülkeye hizmet amaç, gaye, ilke ve ülküsü taşıyanlar her hal ve hareketinde dikkatli olmalılardır. Değilse İktidardakiler hükmetmeye; muhalefettekiler de muhalifliğe devam eder. bB devran dönmez; ama kervan yürür gider…