Türkiye turizm endüstrisinin en verimli ürünlerin başında “kum, güneş, deniz” gelmektedir. Turizme zarar veren en önemli hadiseler de genellikle plajlarda meydana gelmektedir. Plajların kullanımı konusunda her ne kadar ciddi kararlar alınsa da tedbirlerin yeterli olmadığı görülmektedir. Bunların en önemlileri ise turizm sektörü için eğitimli, yetişmiş servis elemanı, çalışan kadronun hizmet servis yetersizliği veya vurdumduymaz işletmeci ile ekibinden kaynaklanmaktadır. Adına “Halk plajı” deyip de denetimi rantçılara bırakılırsa şikayet çoğalır…

Bir önceki “Plaj Büfeleri Gerçeği” başlığında tekrarlamaya çalıştığım geçmişin mezalimlerinin tekraren yaşanmaya başlandığına şahit olmaktayım. Şahsımla gelişen diyaloglar neticesinde Whatsapp aracılığı ile randevü isteyip, görüşme talebini bildiren turistlerin (niçin!?) görüşmek isteyişlerini merak etmiştim. Bekledim. Vakit geldi. Sohbete devam…

“-Ben, birkaç yıldır Alanya’ya geliyorum ve uzun süre kalıyorum. Plajlardaki şezlongların otele ait olduğunu, büfelerin de işletildiğini biliyorum. Ama iskelelerden para alındığını bilmiyorum. Plajlardaki iskeleler paralı mı?...”

Yılların birikimi ve içinde bulunduğum eski faaliyetler hakkında bilgi aktarmaya çalıştım. Plajların halka açık olduğundan bahsettim. Plaj büfelerini geçmiş yıllarda (ALTİD) Alanya Turistik İşletmeciler Derneği’nce işletildiğini ancak bu yıl büfe işletmeciliğinin Alanya Spor Kulübüne devredildiğini duyduğumu ifade ettim…

-“Plajlarda spor mu yapılacak!?” şaşkınlığı ve tepkisi ile karşılaştım…

İzah faslı sonrası iskelelerin oteller tarafından yapıldığını, ücretlerin denetlendiğini, denizin iç kesimlerindeki taşlardan denize girenlerin korunması için idari yardımda bulunulduğunu söyleyerek bu konudaki en doğru bilginin Alanya Belediye Zabıtasından alınabileceğini belirttim. İskelelerin işletmeciler tarafından yapıldığını duyunca birazcık şaşırdı ve…

-“Biz, iskelelerin devlet tarafından yapıldığını sanıyorduk!.. İskele parası istenince şaşırdık”

Anlaşılan turizm endüstrisi için altyapımız halen hazır değil. Turizm politikası olmayan siyaset yıllardır altın yumurtlayan tavuğu kesime terk etmiş durumda. Hükümetlerin turizm politikası, yerel yönetim ve sektör temsilcilerinin de planlama, değerlendirme, uygulama hedefi şarttır!.. Kamuya açık alanların kamusal denetimlerden soyutlandırılması turizm endüstrisini bitirir!..