Başlık eski Galatasaray futbol takımı teknik direktörü sayın Mustafa Denizli’ye aittir.

          Bir Avrupa Kupası turnuvasıydı. Tarih 26 Ekim 1988. Galatasaray bir İsviçre takımı olan Neuchatel Xamax takımına İsviçre’de 3-0 yenilmişti. Yurda dönerken Denizli ”Biz turu geçeriz” deyince o günün spor medyasının hemen hemen hepsi ‘Deli bu adam’ demişlerdi. Çünkü takımı 3-0 yenik durumdaydı ve karşısındaki bir Avrupa takımıydı. O yıllarda Türk futbolunun Avrupa takımları karşısında başarı şansları çok düşüktü. Ona karşın Sayın Mustafa Denizli ‘Biz bu takımı eler, bu turu geçeriz” diyordu.

       İki hafta çabuk geçti. Rövanş günü geldi. Tarih 9 Kasım 1988. Yer İstanbul Ali Sami Yen.  Stat tıklım tıklım dolu. Tüm ülkede hayat durmuş, herkes siyah beyaz ekrana odaklanmıştı. Hiç unutmuyorum, sayın Denizli cezası nedeni ile kafese konmuş bir aslan gibi tel örgülerin arkasında parmaklarını tellere geçirmiş kükrüyor, yerinde duramıyordu.

       Maç başladı. Herkes pür dikkat ekrana kilitlenmiş. Maçın yirminci dakikasında Uğur Tütüneker ilk golü atıyor. 1-0 oluyor. Elli üçüncü dakikada Tanju Çolak’tan bir gol geliyor.  Durum 2-0, ümitlenmeye başlıyoruz. Yetmiş altıncı dakikada tekrar Uğur, sekseninci dakikada tekrar Tanju, seksen sekizincide tekrar Tanju derken sonuç 5-0 oluyor. Galatasaray tarihi farkla İsviçre takımı olan Neuchetel Xamax’ı eleyerek tarih yazıyordu.

        Bir Galatasaray taraftarı olarak, Sayın Mustafa Denizli ve Galatasaray takımını kendime örnek alarak ve bir CUMHURİYET HALK PARTİLİ olarak diyorum ki biz bu seçimi alırız. Başka yolu yok.

       Evet değerli dostlarım. Biz solcular, sosyalistler, devrimciler ne zaman hangi konuda yılgınlığa düştük? Ne zaman teslim olduk? Ne zaman ümitsizliğe kapıldık? Bizi darağacının altında bile teslim alamadılar. ‘Kahrolsun faşizm, kahrolsun emperyalizm!’ diyerek ilmiği kendi boynuna geçiren gelenekten geliyoruz.12 Mart faşizminin işkence hanelerinde teslim alamayıp lime lime doğranmış cesedi bir çuvalın içinde babasına teslim edilen bir gelenekten geliyoruz.

       Daha niceleri. Yazmaya kalksam kitap olur. Yılgınlık, ümitsizlik, teslimiyet bize asla yakışmaz. Bizim kitabımızda bu kelimeler ve benzerleri asla yoktur. Bizim için zaten kolay olan bir şey yoktur. Onun için diyorum ki ‘Biz bu seçimi alacağız.’

       Değerli dostlar, şu anda kaybeden iktidar partisi, biz değiliz ki! İlk defa ikinci tura kalan onlar. Ve elimizde ikinci tur diye bir fırsat varken neden ümitsizlik olsun? Neden?

      Zaten ne sanıyordunuz ki? Yirmi bir yıllık bir iktidar, devletin tüm kurumlarını ele geçirmiş bir iktidar hemen birinci turda ‘Alın, sizin olsun’ mu diyecekti? Yok öyle şey. ‘İyi ki ikinci turu varmış bu işin’ diyerek iki kat, üç kat daha fazla çalışıp, daha çok koşturup bu seçimi alacağız.

       Sayın Mustafa Denizli’ye o zaman dedikleri gibi böyle yazdım diye bana da ‘Deli!’ diyenler çıkabilir. Desinler hiç alınmam. Bir deyiş vardır.”Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.” Dün dünde kaldı. Tekrar ediyorum,  iyi ki ikinci turu var bu işin.

        Yenilgi geçici, zafer kaçınılmazdır.

         Hoşça kalın dostça kalın.