Evet değerli dostlar, kısa bir aranın ardından yine sizlerle birlikteyim. Mutluyum. İsminden de anlaşılacağı gibi bu haftaki konumuz Filistin ve İsrail’dir.

Yazmaya başlarken şunu belirtmek isterim: Hiç bir konuda uzman değilim. Üniversite okumadım. Lise mezunuyum. Yalnız, yıllardır Cumhuriyet gazetesi okuyucusuyum. Zaman buldukça da kitap okurum. Yani bu yazıyı ve bütün yazılarımı genel kültürüme dayanarak yazıyorum.

İsrail 1948’de İngilizler tarafından kuruldu, daha doğrusu kurduruldu. Ben bile doğmadan yıllar önce. O gün bu gündür Filistin ve İsrail kavgası devam ediyor. 1970’li yılların başından beri elimden geldiğince takip ediyorum.70’li 80’li yıllarda bir Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) vardı. Başında Abu Ammar, diğer adıyla Yaser Arafat vardı. Filistin’in haklı mücadelesini tüm dünyaya kabul ettiren bu devrimci lider öldü.

Peki örgüt (FKÖ) ne oldu? Anımsadığım kadarıyla Filistin sorunu neredeyse çözülme aşamasına gelmişti. Bir ara BM’ye (Birleşmiş Milletler) üyeliği tartışılıyordu. Tam bu dönemde ‘Hamas’ diye ABD tarafından dinci-şeriatçı bir örgüt kuruldu(1987) . Ve her şey almak bullak oldu. Şu anda FKÖ’nün adı bile geçmez oldu. Filistin halkının tek temsilci Hamas oldu. Hamas da sorun çözmek için değil - sorun yaratmak için kurulmuş demiyeceğim- kurdurulmuş bir örgüt. Durup dururken son saldırısından ve 2 Kasımdan beri devam korkunç savaştan bunu çıkarıyorum. Arı kovanına çomak sokmak diye tam da buna derler.

İnanın haberleri izlerken kahroluyorum. O çocuklar, o kadınlar, o çığlıklar. Oysa bu kardeş halklar barış içinde kardeşçe yaşayıp gidebilirler. Bu iki halk gerçekten laf olsun diye demiyorum kardeş halklardır. Aynı ırktan, yani Sami ırkındandır.  Aynı atadan Hz. İbrahim ve kardeş olan Arapların babası Hz İsmail. İsrail’lilerin babası olan Hz. İshak’tan türeyip gelmişlerdir. Hz Musa’yı ve onların kutsal kitabı Tevrat’ı Müslümanların peygamberi Hz. Muhammet kabul etmiştir. Kuran’ın Tevrat’tan, İslamiyet’in Musevilik’ten farkı inanın %10 u geçmez. Bakara süresinin 47 ve 122. ayetlerinin Türkçe çevirisini okuduğunuz zaman İsrail’lerden övgüyle bahsedildiğini de göreceksiniz.

Kısacası bölgeden emperyalizm elini çekince ve tabi ki buna bağlı olarak aşırı dinci Hamas gibi eli kanlı örgütler de bitince bu iki kardeş halk barış içinde kardeşçe yaşayıp gideceklerdir. Tabi ki kurulacak sistemin de kesinlikle LAİK bir sistem olması şarttır.

Burada ilginç olan bir şey daha var. İsrail vurdukça BİNYAMİN NETANYAHU ve iktidarı oy kaybediyor. Aynı şeyin bizde olduğunu düşünüyorum da, bırakın iktidarın oy kaybını, ortalık ‘FATİH’lerden geçilmez.

Burada Filistin halkına en büyük destek, kendi yönetimlerine tepki gösteren İsrail halkından, Amerika ve Avrupa’daki bazı halklardan gelmektedir. Buradan Filistin halkına destek olan tüm dünya halklarına saygılarımı sunmak isterim. Halklar kardeştir.

YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ.