En baştan söyleyeyim ben su katılmamış bir yörüğüm. Yani ayranım çabuk kabarır. Annem İspatlı Köyünden babam da Aliefendi'den.Yani öyle karışık, melez filan değil. Bu bakımdan yörük yaşamını, yörük kültürünü A'dan Z'ye yaşamış biriyim.

Yörükler geçimini hayvancılıktan sağlardı. Yazın Torosların arkasındaki yaylalara çıkarlar; kışın sahile inerlerdi. Konan göçen bir topluluktu. Kent yaşamı öyle bir avucunun içine aldı ki hepimizi; artık ne köylü eski köylü, ne de yörük eski yörük.

Ama yine de yörükler kendilerini aşağılamak için söylénen eski nitelemelerden kurtaramadılar. İşte birkaç örnek: "Meyvenin keli erik, adamın keli yörük." "Yörük yörük yürüdü, kıllı deriyi sürüşü."Dağdan inme yörük, ne erik bilir ne koruk."

Oysa şmdilerde siyasiler yörüklük üzerinden yarışıyorlar. Yayla şenliklerinde Yörük Ağası olmak için yarışan yarışana. Bildiğiniz gibi değil; büyük paralar dönüyor orta yerde. Sekiz yüz bin liraya, bir buçuk milyon liraya kadar çıkıyor ağalığın bedeli.

Bu işin sırrı neymiş biliyor musunuz? Meğerse Yörükler bu ülkenin gerçek Türk'üymüş. Adama "Türk müsün?" diye soruyorsun adam sâna "Ben Yörüğüm abi" diyor.

"Peki deveyi oturtmak için hangi sözcük kullanılır?" diyorsun bilmiyor. "Hiç deve gördün mü?" diyorsun "Abi filmlerde gördüm" diyor.

Kısaca adam sonradan yörük olmuş. Yani Yörükler  ülkenin gerçek Türkleri. Ben de gururlanıyorum. Şunu da araştırma sonunda öğrendim ki PKK terör örgütünün Kürt olmasından kaynaklanan toplumda bir Kürt karşıtlığı oluşmuş. Sağ olsun Kürtler  biz Yörükleri en âltlardan üstlere çıkardılar. Kürt kardeşlerim biraz sabretsinler sizin konumunuzu da Suriyeliler değiştirecek.

Yazıma, Alanya'da söylénen bir tekerlemeyle son verceğim: "Şehirliler şükredin ki köylü değisiniz; köylüler siz de şükredin ki Yörük değilsiniz. Yörükler siz de şükredin ki domuz değilsiniz."