Her ne hikmetse ülke gündemi bir türlü günlük ihtiyaçlara uyarlanamamaktadır. Şu günlerde politika gündeminde bulaşıcı hastalıktan kurtuluş ve turizm sektörünün canlandırılması çokça yer almalıdır. Turizm sektörü insan hareketleriyle ilgili olduğundan diğerlerinden çok farklı renklere sahiptir. Pazarlama teknikleri bazen turizm esnafının gücünü aşmaktadır. Ulusallığından çok uluslararası boyutu öne çıkmaktadır. Küresel diplomasi kaçınılmazdır…

Türkiye turizm sektörü Fransız turistlerle doğmuştur. Orta Avrupa turizmi geliştirmiş, turizm yatırımlarını hızlandırmıştır. İskandinav ülkeleri 90’lı yıllarda kendini göstermiş, sonrasında da Rusya kapılarını dünyaya açarak sektöre sürdürülebilir katkı yapmıştır ama ne kadar sürer(!?..) bilinmezdir. Her geçen yıl öncü turizm ülkelerini soğutmuş ve sektörün elinde neredeyse Rusya dışındaki potansiyel kaybolmuştur. Her geçen yıl Avrupa ülkelerinden daha az turist gelmektedir. Tur operatörlerinin Türkiye’ye satışlarındaki azalma incelenmelidir…

Turizm sektörünün sürdürülmesinde bazı hassasiyetler vardır: Ülkenin uluslararası diplomasisinin iyi işlemesi, Potansiyel ülkelerdeki pazarlama ve tanıtım faaliyetleri, ulaşım sektörü, taşımacılık, konaklama imkânlarının nicelik ve niteliği, esnafımızın turizme eğitim, kültür, davranış bakımından hazırlıklı olması…

Anadolu coğrafyası her ne kadar turizm ürünleri bakımından zengin olsa da hizmet satışı önem arz etmektedir. Uluslararası diplomatik ilişkiler insanları merak ve heyecana sürüklemekte; rakamların yükselmesine destek olmaktadır. Diplomasideki yanlış adımlarsa turizm politikasını etkilemekte; ambargo konusunda kolaycılık sağlamaktadır. Bazı ülkelerin geçmişte ortaya sürdükleri mavi bayrak, çevre dokusu, savaş yılları süreci tavırları bunu desteklemiş ve düzelen diplomasiler turizmin artışını hızlandırmıştır. Son günlerdeki Rusya’nın uçak seferleri ile ilgili tavrı sektör temsilcilerinde rahatsızlık yaratmıştır…

Dışişleri Bakanı, Sayın, Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “turist gören herkes mayıs sonuna kadar aşılanmış olacak!..” mealindeki söylemi “sağlıkta güvenli turizm bölgesi” kavramında değerlendirilmektedir ve esnafa olumlu yansımış, umut yüklemiştir…

Bu ayın başından itibaren hiç kimse kuşku duymasın ki turist sayısında önemli artış olacaktır. Haziran, Temmuz, Ağustos ayları her ülkede okulların kapandığı, yaz tatilleri ve kamu izinlerinin arttığı aylardır. Öğrenci, genç, son dakika satışlarıyla yola koyulan tatilcilerin potansiyeli kalabalık olur. Esnafın, “parasız turist, gereksiz turist” söylemi hiçbir zaman bitmez. Güleryüz turistler için tavsiye mektubudur. Bir memnun turist bin turist demektir ki unutmayalım!..