‘Nasıl olur ?’ demeyin, oldu işte! Ben de dahil hepimiz kaybolan okulumuzu arıyoruz. Nerede bu Aliefendi Köyü? Oysa bu köy Alanya’ya 23 kilometre uzaklıkta olup bir yörük köyüdür. Demirtaş Beldesi merkez köylerinden biridir.

1983 yılında devletimizi buraya dört duvardan ibaret bir okul yaptı. Köyümüzün evladı İrfan Kök öğretmen müdür, eşi Safiye Kök ve arkadaşı Hasan Göztepe’yi de öğretmen olarak atandı. Lojman da yoktu, okul tuvaleti de. Köyümüzün yardım ve desteğiyle, bu öğretmenlerin de çabasıyla iki adet lojman ve beş bölümlü tuvalet yapıldı.

Şimdi orada okul yok da yok, lojman da yok, öğretmen de yok!.

Sonra ne mi oldu? Orayı karanlığa gömdüler. Köyleri imamlara teslim eden, öğretmensiz, yani ışıksız bırakan, taşımalı sistem denen bu kahrolası sistem çıktı. Türkiye’deki pek çok köy gibi bizim çocuklarımız da bu kategoriye dahil edildi. Işığımız söndü. Yani öğretmensiz kaldık.

Şimdi orada okul da yok, lojman da yok, öğretmen de yok!.

Elektrik de gelse, her tarafı sokak lambalarıyla donatılsa da, o köy bana göre şimdi karanlıkta kaldı. Bir tane öğretmenin olmadığı yerde şimdi üç tane imam var. Derken efendim, geçtiğimiz günlerde o öğretmen arkadaşların, köyümüz halkının dişiyle tırnağıyla, kazıya kazıya yaptığı okul ortadan kayboldu.

Şimdi orada okul da yok, lojman da yok, öğretmen de yok!.

Okulumuzu aramaktayız. Muhtara soruyoruz, doyurucu bir yanıt alamıyoruz. Hemen dört kilometre ötesindeki Akdeniz sahili ve denize kuş gibi tepeden bakan Aliefendi Köyünün arazileri korkunç rant yapmakta. Okulumuzun 33 dönümlük arazisi de en güzel yerde durmakta. Ama belli ki birileri durmamakta. Böyle olunca da altından bir çapan oğlu mu çıkar diye korkmaktayız.

Şimdi en başta muhtar olmak üzere Alanya Kaymakamına, Milli Eğitim Müdürüne, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne, tüm kurum ve kuruluşlara sormaktayız: Okulumuzu neden yıktınız?

Bu köy öyle küçük bir köy de değil ha, göç alan bir köy. Şu anda nüfusu 2.000 kişilik bir nüfusu var. Aynı yere ortaokul, lise yapılmasını beklerken var olan okulumuz, birkaç saat içinde iş makinlarıyla yıkılıp damperli kamyonlara yükletilip götürüldü. O günden beri okulumuzu aramaktayız. Umarım buluruz.

Çünkü şimdi orada okul da yok, lojman da yok, öğretmen de yok.

Hoşça kalınız.