Sarıkamış!..

     106 Yıldır içimizde dinmeyen acı!..

     Vatan uğruna canlarını feda edip, karı kefen eyleyenlerin acısı!..

     Yemen çöllerinden kış mevsiminde Sarıkamış’ın sert ayazına yazlık kıyafetlerle gönderilen vatan evlatlarının acısı!..

     Donarak can veren, doksan bin babayiğidin vebali o gün iktidarda olan kifayetsiz muhterislerin boynunda asılı.

     Bugün sımsıcak evlerimizde oturuyorsak, vatan için soğukta donarak şehit olan kahramanlarımıza borçluyuz.

     Sarıkamış Harekâtı'nın 106. yıldönümünde vatanımız için can veren ve kahramanlık destanı yazan şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.

Ruhları şad, mekanları cennet olsun ...

BEMBEYAZ ÖLDÜK

İstikamet Sarıkamış’tı,

Kar, tipi yollarını,

Buz gibi hava nefeslerini kesti.

Geçit vermedi,

Ölüm kustu Allahuekber Dağları.

       Vurulmadan öldük,

       Ölmeden donduk.

       Soğuktu kurşunsuz ölüm…

Ve Allahuekber’de son Türk müfrezesi…

İlk sırada diz çökmüş dokuz kahraman,

Ahmet, Mehmet, Hasan ve daha nice can.

Mavzerleriyle nişan almışlar,

Tetiğe asılmak üzereler ama asılamamışlar…

       Kurşun sıkamadan donduk,

       Bembeyaz öldük.

       Sessizdi kar beyaz ölüm…

İkinci sırada cephane taşıyanlar var,

Sandıkları bir avuçlamışlar ki,

Kâinattan hırslarını almak istiyor gibiler.

Öylesine kaskatı kesilmişler…

       Karı kefen eyledik,

       Zemheride yandık.

       Tatlıydı ay ışığında ölüm…

Ve sağ başta Binbaşı Nihat…

Dimdik ayakta,

Başı açık, saçları beyaza boyanmış,

Gözleri karşıda…

       Yaratan’a sığındık,

       Tevekkül ettik.

       Kolaydı Sarıkamış’ta ölüm…

Allahuekber dağlarında son Türk müfrezesi,

Teslim olmadı, olamazdı.

Düşmandan çok evvel,

Allah’larına teslim olmuşlardı…

       Yıldızlar kadar çoktuk,

       Şehadet şerbeti içtik.

       Onurluydu vatan için ölüm…

(Osman AVANOĞLU-Ay Tutulur Gözlerinde)