2020-2021 sezonuna üç büyüklerden Fenerbahçe ve Galatasaray iddialı kadrolar kurup, şampiyonluk şarkıları ile lige başladı. Trabzon ve Başakşehir bile ligin şampiyonlukta iddialı ekipleriydi. Beşiktaş ise rakipleri gibi flaş transferler yapamadı. Hem kendi taraftarları hem de spor kamuoyu Beşiktaş’ın şampiyonluk şansının zor olduğu fikrindeydi.

Beşiktaş ligin ilk haftası Trabzon’u yenmişti ama arkasından Antalya ile berabere kalıp Konya ve Gençlerbirliği’ne mağlup olmuştu. Denizli ve Malatya galibiyetleri suları durultmuş ama Gaziantep mağlubiyeti taraftarlardaki güvensizliği ortaya koymuştu.

 Ligde oynanan bu yedi maçta Beşiktaş 3 galibiyet 2 mağlubiyet 1 beraberlik alınca 10 puan toplayarak, ligin alt sıralarında kendine yer edinmişti.

Ne olduysa 8. haftadan sonra oldu. Önündeki zorlu Başakşehir, Fenerbahçe ve Kasımpaşa maçlarını üst üste kazanan Beşiktaş taraftarı ile arasındaki buzları eritmişti.

Deplasmanda ki, Alanyaspor mağlubiyeti taraftarlarca olgun karşılanmıştı. Çünkü Alanyaspor o günlerde ligin en güzel ve akıcı futbolunu oynayarak dikkatleri üzerine çekmişti.

Alanya maçından sonra Erzurum, Ankaragücü, Sivas, Kayseri ve Rize maçlarında galip gelince takım bir anda taraftarları şampiyonluk havasına soktu. Hatay deplasmanında alınan beraberlik sonrası yine Galatasaray, Karagümrük ve Göztepe galibiyetleri ile ilk yarıyı lider ve en çok gol atan takım olarak Beşiktaş’ı haklı bir biçimde ligin en tepesinde konumlandırdı.

8. haftadan sonra ise 11 galibiyet 1 beraberlik ve 1 mağlubiyetle 34 puan topladı. Ve toplamda 44 puanla ligin zirvesine kondu.

Bu başarıda elbette Beşiktaş’ın paydaşlarının hepsinin payı vardı. Kulüp yönetimi oyuncuların ödemelerini aksatmıyordu. Bu durumu da iyi değerlendiren Sergen Yalçın en önemli meziyeti futbola küsen oyuncuları kazanmayı Beşiktaş’ta da çok iyi yaptı.

Larin ve Abubakar’ı çok iyi kullanarak gol krallığı yarışında iddialı olmalarını sağladı. Ghezzal gibi bir oyuncuyu asist krallığında başa geçirdi. Rosier gibi kulübeye mahkum edilen sağ beki parlattı. Rıdvan’a güvendi ve ülkenin şu anda en formda sol belki olmasına katkı sundu. Soru işaretleri içeren N’Sakala ve Welinton’dan en yüksek verimi aldı. Hasic’in kendine güven duyması için süre verdi. Taraftarların Necip’e karşı sürdürdüğü savaşı sonlandırdı. İlk yarının sonlarına doğru Oğuzhan Özyakup, Adem Lajiç ve Gökhan Töre’nin eski günleri dönme sinyalleri vermelerine katkı sundu. Kaleci olarak yerli ve genç kaleciye güveniyorum diyerek Ersin ve Utku’yu kafa ve oyun olarak hazır tuttu. Yaşlı denilen Atiba doğru oynamaya devam ederek gençlere örnek oluyor. Josef de Souza transfer edilerek orta sahanın yükünü azalttı. Oyunu dinlendirebiliyor. Doğru pozisyonlar alıyor. Topun Beşiktaş’ta kalmasına üst seviyede katkı sunuyor.

Sergen Yalçın’ın en önemli yaptığı iş sık maç aralığında oyuncularını nerede ve ne zaman dinlendirmesi gerektiğini biliyor olması idi. Hem bütün oyuncular iştahlı oluyorlar, hem de oyundan alınanlar küsmüyordu.

Beşiktaş’ın eski kolej takımı havasına girdiğinin en önemli göstergesi geçen hafta Karagümrük maçında Adam Lajiç’in golü atması ile sahadaki bütün oyuncularca omuzlara alınması oldu. Sonrasında golün iptal olması bile Lajiç’in moralini bozmaya yetmedi. Göztepe maçında çıktı, takımının beraberlik golünü attı.

Evet, zamanında ücretleri ödenen, futbolcunun dilini iyi bilen teknik adamca yönlendirilen Beşiktaşlı oyuncular ligin ilk yarısına adeta damga vurdular.

Üstelik bu oyuncular şampiyonluğa oynayan diğer takım oyuncuları gibi yüksek ücretler almıyorlar.

Sanırım bu başarıda doğru transfer hamleleri, ihtiyaca ve ödenebilir ücrete oyuncu transferleri ile bunların birlikte oynama alışkanlığını kazanmasında etkili olan Sergen Yalçın faktörü oldukça önemli bir yer tutuyor.

Ben ligin başında Beşiktaş’tan bu performansı beklemiyordum. Ülkenin en iyi yerli beklerini elinden kaçırmış bir Beşiktaş vardı. Forvetini ve oyunun akıcılığını sağlayan oyuncusunu elinden kaçırmıştı. Defans ise dağılmıştı. Ligi ilk 10’da bitireceğini düşünüyordum. Yanıldığıma çok seviniyorum.

 Bütün bunların ışığında bu yoğun maç trafiğinde Sergen Yalçın’ın yine oyuncularını doğru kullanarak bu yarışı sonuna kadar sürdüreceğine inanıyorum. Şampiyon olur veya olmaz. Bir gerçek var ki kim ne derse desin ligin ilk yarısın damgasını vuran bir BEŞİKTAŞ ve Sergen YALÇIN gerçeğini herkesin alkışlaması gerekiyor.