“Nerde beleş orda yerleş!” sözü halk arasında oldukça yaygın bir deyimdir. Bu söze uygun davranış 1950 yılların ortasında toplumumuzda yer edinmeye başladı. Kolay para kazanma sevdalıları ilk darbelerini o yıllarda yemeye başladı.

Meşhur Sülün Osman “taşı toprağı altın” diye İstanbul’a gelenlerden kolay para kazanmak isteyenlere yol göstererek, başta kent meydanlarındaki saatler, şehir hatları vapurları, tramvaylar, Taksim meydanı, Galata kulesi ve Galata Köprüsü olmak üzere birçok kamu malını ve tarihi eseri satarak ya da kiraya vererek büyük paralar kazanmıştır. Hatta yakalandıktan sonra cezaevinde “Alınteri ile Yaşamak” konulu konferans bile vermiştir.

1980’li yıllarda banker olayı patlak verdi. Yüksek faiz gelirini duyan kolay para kazanma sevdalıları bu seferde paralarını bankerlere kaptırdı. On binlerce bankerzademiz oldu. Bankerlerin en ünlülerinde Banker Kastelli, bankerlerin içindeki en büyük vurgunu vuruyor.

Yakalanmadan önce yaptığı işle ilgili şu benzetme ise üstünde düşünülecek cinsten. Kendisini Lüks Nermin'e (dönemin genelev işletmecisi) benzeten Kastelli şöyle demiş:

"- Ben aracıyım. Komisyon alıyorum. Zampara [yani bankalar] ile orospu [yani halk, tasarruf sahibi] birleşiyor. Ben parsayı topluyorum."

Daha sonra sırası dev şirketler yurt içinden ve yurt dışından kar payı adı altında para topluyor. Yüksek ve günahsız gördükleri bu yatırımlara bütün birikimlerini yatıran kolay para sevdalılarının sonu da bankerzadelere benziyor. Yibitaş, Kombassan, Yimpaş, Endüstri Holding ve Jet-Pa’da vatandaştan topladıkları ile yeni mağdurlar yaratıyor.

Son yıllarda ise Tosuncuk namı ile ortaya çıkan genç kurnaz Mehmet Aydın “Çiftlikbank” oyunu ile büyük vurgun vurarak, bu tuzağa düşenlerin ellerini böğründe bırakıp yurt dışına kaçtı. Çiftlikbank oyunu ile yatırımcılardan çarptığı paraları yurt dışında keyf sürerek yemesi i,se gazete ve televizyonlarda sık sık yayınlandı.

Son vurgun ise yine genç uyanık girişimci Ömer Fatih Özer’in kripto paralar ile Thodex üzerinden yaptığı 2 milyar dolarlık vurgun oldu. Yatırımcılarının 2 milyarlık kripto parası ile yurt dışına kaçan Ömer Faruk Özer, 400 bin yatırımcıdan topladığı paralarla yurtdışına kaçtı.

Bizim millette bu kolay para kazanma sevdası oldukça ne Sülün Osmanlar, ne Tosuncuklar, ne Ömer Fatihler, ne Jet Fadıllar, ne de şirketler biter.

Peki bu kolay para kazanıp zengin olma sevdasından vazgeçer miyiz? Sanmam. “Devletin malı deniz, yemeyen keriz.” “Nerde beleş orda yerleş.” “Boş mezar bulsa girecek.” gibi özlü sözlere sahip bir toplum daha çok “Dimyada pirince giderken evdeki bulgurdan” olur.

Yinede siz siz olun; “Nerede beleş, oraya yerleş!” diyenlerin safı yerine, emeğimle kazanır yerim diyenlerin safında yer alın.

Emeğinizle kazanın, başınızda, dişiniz de, karnınızda ağrımasın…