Yıllar evvel Avrupa seyahatimde bulunduğum bölgenin doğal yaşam parkını ziyaret etmiştim. Çok büyük bir alan olduğu için ayrıntılı gezme fırsatım olmadı çıkışta kapalı bir oda var soru soruyorlar girmeden içeride dünyanın en tehlikeli canlısı var acaba sizce hangisidir?

Acele gezdiğim ve göremediğim için piton dedim. İçeri girdiğimde ise her yer ayna ve sadece kendimi görüyordum çok utanmıştım, bana sorulan soruyu bile anlayamamıştım. Oysaki dünyanın en tehlikeli hayvanı değil, canlısı hangisidir diye sormuşlardı. Piton dediğim için çok mahçup olmuştum.

Yine yıllar önce Ankara’da yaşayan bir hayvan sever gönüllü arkadaşımız henüz yeni doğmuş beyin gelişimi tamamlanmamış spastisite teşhisi konulmuş yaşamının kısa olacağı söylenmiş ve bunun üzerine ailesi tarafından terk edilen bebeğe kısa süreliğine de olsa sahip çıkıyor.

Bebeğin ismini miraç kandilinde doğduğu için miraç koymuş hastane çalışanları.

Miraç bebek annesinin elini tutmak yerine serum hortumlarını ve bağlı olduğu makinelerin kablolarını tutuyor sımsıkı minicik elleriyle.

Miraç bebeği hiç unutmam çok etkilenmiştim aklıma geldiğinde burnum sızlar kahrederim.

İnsanoğlu, bir Anne bu vicdansızlığı nasıl yapabilir yavrusunu nasıl terk edebilir hiç aklım almaz.

Bir de hayvanlar aklıma gelir.

Bir Anne kedinin doğurduğu emzirdiği yavrularını al bakalım alabiliyor musun?

Bir köpeğin bebeklerine dokun bakalım neler oluyor?

Ne mutlu hayvanlara.

Maymun aslan yavrusuna.

Bir köpek kediye.

Annelik yapabiliyorken İnsanoğlunun zalimliği acımasızlığı sorumsuzluğu akıl almaz bir durum.

Kalp her insanda olsada vicdan ve merhamet herkese nasip olmuyor maalesef.

Tür ayırmadan her canlıya yardım etmek el uzatmak hepimizin insanlık vazifesidir.

Sağlıklı ve bol patili günlerimiz olsun.