Türkiye Yazarlar Birliği’nin teklifi ve yoğun çalışması ile 2021 yılının İstiklal Marşı Yılı olarak TBMM’de kabul edilmesi rahmetli dostum Yüksel Pekdemir’i bir kez daha üzüntüyle hatırlamama sebep oldu. Kendisini geçtiğimiz yıl Ekim ayında kaybettik. Acısı hala tazeliğini koruyor.

Yaşasaydı ne kadar çok sevinir ne kadar çok mutlu olurdu. Rahmetli Yüksel Hoca tam bir Mehmed Âkif hayranıydı.

“Asım’ın Neslinde Ruhların Buluşması ve Değerlerimiz” adlı kitabın yazarı edebiyat öğretmeni, şair, radyo programcısı değerli dostum, meslektaşım, arkadaşım Yüksel Pekdemir’den bahsediyorum.

Kendisiyle Şiir Meclisinde her on beş günde bir buluşur, sohbetimizi eder, şiirlerimizi karşılıklı okurduk. Ayrıca Mesaj FM’de yaptığı programa da konuk olmuştum. Programda Kudüs’ü ve Kudüsname şiir kitabımı konuşmuştuk.

Yüksel Pekdemir, milli ve manevi değerlerine sıkı sıkıya bağlı, vatan, millet sevdalısı bir insandı. Yüksel Hoca, Vatan ve millet sevgisini her şeyin önünde tutardı. Nitekim onun vatan ve millet sevgisinin dışa vurumu “Asım’ın Neslinde Ruhların Buluşması ve Değerlerimiz” adlı kitabıdır.

Bana da kitabını imzalayarak vermiş, ben de Serseri Bir Kar Tanesi ve Kudüsname şiir kitaplarımı imzalayarak kendisine takdim etmiştim.

Yüksel Pekdemir Hoca; “Asım’ın Neslinde Ruhların Buluşması ve Değerlerimiz adlı kitabında Mehmed Âkif’i ve Mehmed Âkif’in mısralarının fikri yapısını büyük bir incelikle anlatmaktadır.

Yüksel Pekdemir bir söyleşide: “Nihal Atsız, Şarkıyı ağlayarak, İstiklal Marşı’nı kıkırdayarak söyleyen bir gençlik istemiyoruz diyor. Bu durumun önüne geçebilmek için bu kitabı yazmaya karar verdim.” Diyerek kitabını yazmaktaki amacını açıklıyor.

Yüksel Pekdemir Hoca kitabını ise şu şekilde anlatmıştı; “Mehmet Akif Ersoy’un nasıl bir gençlik istediği konusu, aynı duygu ve düşünceleri, hayalleri, çeşitli tarihlerde çeşitli biçimlerde birbirini tanımayan insanlar tarafından dile getirilmiştir. Ben de kitabımda Yunus Emre, Alparslan, Nizamülmülk, Süleyman Çelebi, Şeyh Edebali, Necip Fazıl Kısakürek, Nene Hatun, Arif Nihat Asya, Ömer Halis Demir’in ruhlarını bir araya getirmiş oldum. Bu kişiler aynı şeyleri isteyerek gençlerin nasıl yetişmesi gerektiğini göstermişler ve rol model olmuşlar, tarihini seven, kendi milletinin özünü seven insanlar gençler yetiştirilsin istemişlerdir.”

Bir sohbetimiz esnasında Mehmed Âkif’in “Çanakkale Şehitlerine” şiirinde bahsettiği Asım’ın neslini sormuştum.

“Hocam, Mehmed Âkif ne anlatmak istiyor, Âsım kimdir? Âsım’ın nesli kimlerdir?” demiştim.

“Âsım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.”

Şu minvalde cevap vermişti; “Mehmet Akif Ersoy, Asım’ın neslinde geçmişiyle barışık, tarihini seven, geçmişiyle cebelleşmeyen bir gençlik ama geleceğe de geçmişten hız alarak, geleceğe büyük projelerle bakabilen, ülkesini, bayrağını, milletini, manevi değerlerini seven bir gençlik arzu ediyor. Asım bunun sembolü olmuştur.

Hz. Asım, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) sahabelerindendir ve öğretmendir. Öğretmenlik mesleğini icra etmek için yola çıktığında müşrikler tarafından yolu kesilerek şehit edilmiştir ve naaşı bulunamamıştır.

Asım arıların koruduğu şehit olarak bilinir. Asım’ın kellesine ödül konulduğu için, müşrikler onun cesedine ulaşabilselerdi kellesini kesecekler ve götürüp ödüllerini alacaklardı.

Allah kendisini seven bu kulunu korumuştur. Aslında insanın başı da insanın namusudur. ‘Çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek’.

Bu anlatımlara göre Allah da kendisini sevenlere, kendisi için mücadele edenlere namusunu koruması konusunda yardımcı olmuş oluyor.”

Yüksel Hocam, şair yürekli güzel insan!

Mekânın cennet olsun, nurlar içerisinde yatasın. Allah sana gani gani rahmet eylesin.