Diyar-ı aşk, diyar-ı Mevlâna, Payitaht-ı Selçuki, huzurun ve aşkın şehri Konya, Hazreti Pir’in Düğün Gecesi’ne hazır.

Konya denince ilk akla gelen, Konya ile adeta özdeşleşen büyük şahsiyettir Hz. Mevlâna.

Konyalılar büyük İslam alimi Hz. Mevlâna’nın türbesinin şehirlerinde bulunmasından ve bu büyük şahsiyetin hemşehrileri olmaktan her daim onur duyarlar. Bu durumu bir övünç kaynağı olarak görürler.

Hz. Mevlâna tüm yaşamı boyunca insanlığı; iyiye, güzele ve İslam’a doğru yönlendirmeye çalıştı, Allah aşkını yaşadı, yaşamaya teşvik etti.

Asırlarca önce sarf ettiği sözlerin değeri ve doğruluğu insanları kendisine cezbediyor. Günümüzde bile onun sözleriyle kalbimizdekileri keşfettiğimiz olabiliyor.

1273 yılının aralık ayında vefat eden ünlü İslam alimi Mevlâna Celaleddin-i Rumi’nin cenazesine çok kalabalık bir kitle katılır. Çevre diyarlardan akın akın gelen sevenleri O’nu yalnız bırakmazlar. Naaşı, İplikçi Camii’nden sadece birkaç yüz metre uzakta olan defnedileceği türbesine sekiz saatte ancak getirilir.

Müslümanlar, defin işlemi için gayrimüslimlerin cemaatten çıkmasını isterler. Gayrimüslimler bu isteğe; “Bize İsa’yı da Musa’yı da Mevlâna öğretti” diyerek karşılık verirler ve bu isteği reddederler.

Hz. Mevlana’nın vefatı vuslat ya da Şeb-i Arus olarak adlandırılıyor. Vuslat; kavuşma, Şeb-i Arus ise; düğün gecesi demektir. Hz. Mevlana’ya göre ölüm; sevgiliye kavuşmadır, sevgiliye kavuşma anı da düğün gecesidir.

Ölüm; kimileri için bir son olsa da Hazreti Pir için vuslattır, sevdiğine kavuşmadır, sevdiğine kavuşup düğün dernek kurmadır.

Hazreti Mevlâna’nın 749. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri 7 Aralık'ta Şems-i Tebrizi Türbesi ziyareti, Nevbe Yürüyüşü, Nevbe Konseri ve Gülbang Duası ile başladı.

On gün sürecek olan törenler boyunca Mevlâna Kültür Merkezi'nde sema programlarının yanı sıra birçok kültürel etkinlikte yer alacak.

Hz. Mevlâna’nın “Dost ol da Dost'u gör.” sözünün esin kaynağı olduğu bu yılki Şeb-i Arus törenlerinin ana teması ise 'Dostluk Vakti' olarak belirlendi.

Bu yıl Dostluk Vakti teması ile düzenlenecek olan törenler, 2016'dan bu yana sırasıyla "Birlik, Kardeşlik, Selam, Vefa, İhsan Vakti ve İrfan Vakti" temalarıyla düzenlenmişti.

Anma törenleri, Mevlâna’nın öldüğü gün olan 17 Aralık akşamı da “düğün gecesi” anlamına gelen “Şeb-i Arus” töreniyle sona erecek.

ÖLÜM MÜ DÜĞÜN MÜ?

“Ölüm dediğin nedir ey can?

Bu düğündür düğün!..

Aşığın maşukuna kavuşması ölüm mü olur?

Bu dünyayı içinde öldürene ölüm mü var?

Hazreti Pir sevdiğine kavuştu.

Bu ölüm değil Şeb-i Arus`tur ey can, Şeb-i Arus!..

Aşk ve manayı kana kana içen Hazreti Pir Sır`rına erdi, Aşk`ına kavuştu.

Bu ölüm değil düğündür ey can, düğün !..

Tambur inlesin,

Rebab ağlasın,

Keman yalvarsın yakarsın,

Ney istediği kadar sır üflesin,

Kudüm kendini paralasın...

Ne ölümü ey can ne ölümü?

Hazreti Pir Habib`ine kavuştu.

Bu ölüm değil vuslattır, ey can vuslat!..

Bu ölüm mü ey can?

Düğün bu düğün...”

Sırrın anahtarı aşktır. Anahtarın açacağı kilit ise ölümdür. Sırrın anahtarını bulan Hazreti Pir, bu dünyayı zaten kalbinde öldüren, Aşk`ı kana kana içen, Sır`ra erendir...

Manaya eremeyenler, olayın dış yüzünü görürler ve ölüm derler. Sevgiliye kavuşmak, özlenene kavuşmak, aranana kavuşmak aslına dönmektir.

Hazreti Pir özlemle, aşkla sevgiliyi arzuladı. O`na kavuşmak için Halik’in halk ettiği âlemlerden vazgeçti. Hatta cennetten bile ...