Bu yıl "İhsan Vakti" temasıyla düzenlenen Mevlâna’nın 747. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri corona engeline takıldı. İl Hıfzıssıhha Kurulu kararı gereğince seyircisiz yapılıyor.

     Varsın olsun!

     Hazreti Pir’in düğünü seyircisiz olsun!

     Törenler, protokol konuşmaları, seyirciler, vs. vs. … Hepsi şekilden ibarettir. Siz manaya bakın!

     Ölüm dediğin nedir ey can?

     Bu düğündür düğün!..

     Aşığın maşukuna kavuşması ölüm mü olur?

     Bu dünyayı içinde öldürene ölüm mü var?

     Hazreti Mevlâna; göklerin ve yerin nurunu, nurun içinde nuru gören, hasretinden zemheride cayır cayır yanan, sahra sıcağında tir tir titreyendir.

     Aşk ve manayı kana kana içen Hazreti Pir Sır`rına erdi, Aşk`ına kavuştu.

     Bu ölüm değil düğündür ey can, düğün !..

     Tambur inlesin,

     Rebab ağlasın,

     Keman yalvarsın yakarsın,

     Ney istediği kadar sır üflesin,

     Kudüm kendini paralasın...

     Onlar kaldı, Hazreti Pir sevdiğine kavuştu. Bu ölüm değil Şeb-i Arus`tur ey can, Şeb-i Arus!..

      Sırrın anahtarı aşktır. Anahtarın açacağı kilit ise ölümdür. Sırrın anahtarını bulan Hazreti Pir, bu dünyayı zaten kalbinde öldüren, Aşk`ı kana kana içen, Sır`ra erendir...

     Hazreti Pir Habib`ine kavuştu. Bu ölüm değil vuslattır, ey can vuslat!..

     Manaya eremeyenler, olayın dış yüzünü görürler ve ölüm derler. Sevgiliye kavuşmak, özlenene kavuşmak, aranana kavuşmak aslına dönmektir.

     Ne ölümü ey can ne ölümü?

     Hazreti Pir özlemle, aşkla sevgiliyi arzuladı. O`na kavuşmak için Halik’in halk ettiği âlemlerden vazgeçti. Hatta cennetten bile ...

     Bu ölüm mü ey can?

     Düğün bu düğün...

     Gönlünüz nurun âlâ nur dolsun, cümleten aşkla kalın vesselam.

***