Ülkenin toprağının beşte birini silah zoruyla işgal etmişler. 30 yıldır işgal ettikleri topraklara arsızca çöreklenmişler.

     Bir milyondan fazla insan evini, toprağını, vatanını terk edip kaçmış.

     Sadece Hocalı’da çoğunluğu kadın ve çocuk 613 kişiyi katletmişler. 30 bin insan ölmüş.

     Bunlar yetmemiş daha fazla toprak ele geçirmek için saldırdılar.

     Sivil yerleşim yerlerine, sivil vatandaşlara bomba yağdırıyorlar.

     Zoru görünce de Türkler bize yeniden soykırım yapacak, kurtarın diyorlar.

     Varlık sebebi soykırım yalanı ve Türk düşmanlığına dayanan, bölgenin en fakir, en geri kalmış ülkesi Ermenistan’dan bahsediyorum.

***

     Ermenistan geçtiğimiz aylarda Tovuz bölgesine saldırmış, Azerbaycan’ın sert karşılığı ve Türkiye’nin en üst perdeden tepkisi ile püskürtülmüştü.

     Bu Ermenistan kendisinden askeri ve ekonomik olarak kat kat üstün olan Azerbaycan’a tekrar neden saldırdı?

     Ermenistan’ı bu saldırılara kim, neden teşvik etti?

     Aklı selim her insan bilir ki Ermenistan’ın, ABD, Fransa ve Rusya’nın üstü kapalı desteklerini almadan kendi başına inisiyatif alarak büyük çaplı bir saldırı başlatabilmesi pek mümkün değildir. Ermenistan sadece bir piyondur.

     Asıl amaç ise Türkiye’yi çepeçevre sarmak, Suriye’nin kuzeyinden, İdlip’ten, Libya’dan, Doğu Akdeniz’den uzak tutmak ve Azerbaycan ile meşgul etmektir.

***

     Bu Batı var ya Vahşi Batı, halâ Ermenistan’ı haklı görüyorlar. Derhal ateşkes yapılsın diyorlar.

     Kimse kimseyi kandırmasın. Ateşkes çağrısı veya barış söylemleri, Dağlık Karabağ'ın Ermenistan tarafından işgalini tanımak, hatta ve hatta siyasi dilin arkasına saklanarak bizzat işgali savunmaktır.

     Uluslararası hukuk güçlü olanın işine geldiğinde kullandığı bir araçtır. Askeri ve ekonomik gücün yetiyorsa istediğini alırsın. Yok bunlardan biri eksikse gıkın çıkmadan kafana basarlar.

     Ne Azerbaycan 30 yıl önceki Azerbaycan, ne Türkiye 30 yıl önceki Türkiye.

     Ermenistan işgal ettiği topraklardan çekilmeden asla masaya oturulmayacaktır.

***

     Gürcistan izin vermeyince Rusya, ağır silahları, zırhlı araç ve tankları Hazar Denizi, İran üzerinden Ermenistan’a gönderiyor. İran, Ermenistan’a elinden gelen her türlü desteği veriyor.

     ABD, Fransa ve Rusya’yı anladık da İran’a ne oluyor?

     İran nüfusunun yarısı, hatta daha fazlası Türk’tür. Tek korkuları Karabağ’dan sonra sıranın Tebriz’e gelmesidir. Ortadan şak diye ikiye bölünme korkusudur.

     Tebriz, Erdebil, Zencan’da ve pek çok Güney Azerbaycan şehirlerinde molla rejimini protestolar arttıkça güvenlik güçleri protestolara sert biçimde müdahale ediyor. Halkın üzerine ateş açıyorlar. Tutuklamalar sürüyor.

     Güney Azerbaycan’da da kıvılcım çaktı, alev alev yayılmaya başladı.

     Zannımca bu ateş İran’ı yakar, kavurur, böler, parçalar.

     İran’ın tek şansı Ermenistan karşısında Azerbaycan’ın başarılı olamamasıdır. Ermenistan’a elinden gelen her türlü yardımı yapmasının sebebi işte budur.

***

     Güçlünün haklı olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Dünyada siyaset, tarih boyunca diyalogla değil, silahla süngüyle yapıldı. Her defasında haklı olan değil, güçlü olan kazandı.

     Boraltan’ın utancı hala yüzümüzde…

     Ama şimdi hem Azerbaycan güçlü hem Türkiye eski Türkiye değil.

     İmkân da var iman da.

     Hem haklıyız hem güçlüyüz.

     "Üzülme, yeise kapılma! Allah bizimledir."

     Haklı mücadelelerinde Azerbaycanlı kardeşlerimizin sonuna kadar yanındayız. Her türlü desteği vermeye ülke olarak, millet olarak hazırız.