Siyaseti kimler yapmalı, ya da daha iyi bir açıklamayla siyasi partide kimler olmalı? Siyasî partinin içerisinde kimler yer almalı? Siyasi parti içerisinde olanlar nasıl hareket etmeli, nasıl yapmalı ki tüm vatandaşlarla (halk) bütünleşebilsin, vatandaş o siyasi partiyi anlayabilsin?

Ben insanlarla sohbet etmesini seviyorum, dün yeni bir yılın umutlu ve heyecanıyla sokaklarda dolaşıyordum. Aslında hep aynı güzergahı kullanıyorum ve çoğu esnafla konuşuyor, merhabalaşıyorum. Bir esnaf arkadaşa selam verdim. O da dükkanın önünde çay içiyor bana da ikram etti. Oturduk sohbet ettik, gündem çok dolu, her türlü konudan bahsedebilirdik ama o bu sıkıntıların içerisinde beni de tanıdığı için içini döktü. Kendisinin sosyal demokrat olduğunu ve böyle bir partinin içinde olduğunu söyledi, biraz serzenişte bulundu.

Kendi desteklediği Sosyal demokrat siyasi partinin; beyaz yakalı ve baron olduğunu halkla bir bütünlük oluşturamadığını, siyasi partiye lider olanların kırsaldan olması gerektiğini söyledi. Neden böyle düşünüyorsun dedim? Bizlerden bir haberler, ben neler yaşıyorum, bu partiye ömrümü verdim, gelip bir sen nasılsın diyen olmadı. Evet kendince haklı gerekçeleri var anlıyorum, belki yıllardır umutla partisinin iyi bir yere gelmesi için kendince çok emek verdi, canla başla çalıştı, belki bu çalışma karşılığı biraz ilgi bekledi, doğrudur. Ama asıl sorun kırsaldan mı olsun, beyaz yakalı mı bunu açıklığa kavuşturmak lazım.

Türkiye'de kimse asilzade değildi, herkes çocuğunu okutmak için çok çaba sarf etti, okuyan çocuklar iyi eğitim alıp (bürokrat, avukat, doktor, mühendis, öğretmen...) devletin çok iyi kadrolarını oluşturdu ve ülkenin gelişmesi ve ilerlemesine katkı sağladı. Önemli olan devletin sistem olarak sosyal demokrat olmasını sağlamak ve onu oturtmaktı. Atatürk'ün kurduğu sistemi devam ettirmek ve onun gelişen dünyaya uyum sağlaması yolunda çalışmaktı.

İyi eğitim almış, devrimci ruha sahip insanlar bu uğurda çok bedel ödedi ve tarihi süreç bizi bugüne getirdi.

İyi eğitim almış birisi kırsaldan çıkmasına rağmen o kadar geniş bir dünya görüşüne sahip oluyor ki, ne yaparda yapsın aldığı eğitim sayesinde, edindiği bilgi birikimiyle eskisi gibi olamaz arada uçurumlar var. Baba çiftçi; çocuk ziraat mühendisi ne kadar anlatsa eğer yenilikçi bir kafa yapısına sahip değilse, daha sağlıklı üretimi anlatamaz.

Baba gelenekçi ve dindar; oğlu avukat ne kadar anlatırsa anlatsın hak ve hukuktan, adil yaşamdan bahsetse anlatamaz.

Ülkenin kadroları, mahallelerden, ilçelerden başlar, bizler eğitimli olmak zorundayız, bizler edindiğimiz bilgileri sabırla, insanlarla paylaşmalıyız. Bizler hızla gelişen dünyada; düzenbaz, dolandırıcı, işi kolaycılığa vardıran, kendine dindarım diyerek toplumun duygularını sömüren ve onu tamamen gericiliğe mahkum eden siyaset ve sözde din adamlarına fırsat vermeyelim.

Eğer bu ülkeyi gerçekten seviyorsanız, bilimden, akıldan yana olan, soran, sorgulayan bir toplum oluşturacaksak evet sizlerin değimiyle beyaz yakalı olmalı. Düşünce üreten, toplumu geliştiren bir siyasi parti olmalı, bunlar için de devrimci bir ruha sahip olmalı.

İşi kolaycılığa vardırmak, küçük hesaplar peşinde olmak değil, gerçekten halk için çalışmak ve o devrimci beyaz yaralılara da sahip çıkmak gerek.

Ülkemin aydınlık bir gelecek içinde olması için eğitim şart.