Vatan millet sevdalısı, Hakk aşığı, İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy aramızdan ayrılalı 86 yıl oldu. 27 Aralık onun vefat yıldönümü.

İstiklal mücadelesinin sembol isimlerinden Mehmet Akif Ersoy I. Mecliste Burdur milletvekili olarak görev yaptı. Mehmet Akif Anadolu’nun birçok şehrinde camilerde verdiği hutbelerle halkın milli duygularını coşturmuş ve halkın milli mücadeleye destek vermesinde önemli rol oynamıştı.

Mehmet Akif; para ödülü var diye TBMM’nin açtığı “milli marş yazılması” yarışmasına katılmadı. Para ödülünü almayabileceği bildirildikten sonra Kurtuluş Savaşını destanlaştırarak yazdığı İstiklal Marşı ile yarışmaya katılarak kazandı. İstiklal Marşı’nı Türk milletine armağan etti.

Mehmet Akif öylesine yüce gönüllü birisiydi ki maddi kazanç elde etmemek için İstiklal Marşı’nı “Safahat” adlı eserine dahil etmedi. O, İstiklal Marşı’nı milletine armağan etti.

Mehmet Akif’e Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kur’an’ın Türkçeye tercümesi teklifi yapıldı.  Uzun süre bu teklifi reddeden Mehmet Akif ısrarlar karşısında kabul etti. 6-7 yıl kadar tercüme üzerine çalışmalar yaptı. Ancak ülkenin gidişatı Mehmet Akif’te, Kur’an yerine, Türkçe tercüme okutulma endişesini doğurdu. Bu endişe üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapmış olduğu sözleşmeyi feshetti. Yaptığı Kur’an tercümelerini de imha etti.

İnanç ve düşüncelerinden taviz vermeyen Mehmet Akif asla mevki, makam peşinde koşmadı, paraya tamah etmedi. Otoriter tek parti yönetiminden ve laik sistemden hoşnut olmadığı için Mısır’a gitti. Uzun yıllar orada yaşadı. Hastalanarak yurda dönen Mehmet Akif 27 Aralık 1936’ da vefat etti.

Mehmet Akif’in cenazesine tek partinin otoriter düzeni nedeniyle resmi kişi ve kuruluşlardan kimse katılmadı.

Mehmet Akif’in de dediği gibi;

“Âsım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.”

Asım’ın nesli onu yalnız bırakmadı. Dönemin yöneticileri her ne kadar Mehmet Akif'e bir cenaze töreni hazırlamamış olsalar da sevenleri ve binlerce üniversite öğrencisi onu son yolculuğunda el üstünde Edirnekapı mezarlığına kadar taşıdı.

Türk milletin kalbinde yaşayan büyük ve güzel insan, dava adamını, hep arzuladığı “Asım’ın nesli” olarak biz de rahmet ve minnetle anıyoruz. Mekânı cennet olsun.