Hatay, Trabzon, Maraş ...

     Ormanlarımız yanıyor, yakılıyor!

     Ciğerlerimizi yakıyorlar!

     İnsanlığa ve doğaya karşı ihanet ateşini yaktılar, ormanları küle döndürdüler.

     Hatay ve Kahramanmaraş’ta yüzlerce kişiyi evsiz bırakan, tarım arazilerini kül eden, yaban hayatını bitiren eşzamanlı 25 yangını, bugüne kadar Türkiye’nin birçok yerindeki yangınlardan sorumlu olan terör örgütü PKK üstlendi. İki kişi gözaltında sorguları devam ediyor.

     PKK “Yangınları biz çıkardık” diye açıklama yapıyor.

     Malum zihniyet:

     “Hayır siz çıkarmadınız” diyor.

     PKK ısrar ediyor:

     “Etme lan, Hatay'ı biz Ermenistan'a destek için yaktık!”

     Malum zihniyet saptırıyor:

     “Yoo orda bir maden projesi var onun için yakıldı!..”

     “Oraları Araplara satmak için yakıldı!...”

***

     Gezi’de en ön safta sıkılmış yumruklarla birlikte poz vermişlerdi. Taksim meydanında PKK paçavrasıyla kalpaklı Atatürk flamasını yan yana sallandırdıkları gün başlayan bir iş birliği var.

     Üç beş ağaç yüzünden Türkiye'nin altını üstüne getiren şeref ve haysiyet fukaraları, ormanlarımızı yakan teröristlere tek laf edemiyorlar.

     Çünkü Bunların hepsi aynı yerden besleniyor.

     Gezi olayları esnasında “Mesele ağaç değil, sen hala anlamadın mı?” diyerek uyandırmaya çalışıyorlardı birbirlerini.

     Asıl dertlerinin yanan ağaç, kömürleşen tavşan, kaplumbağa olmadığını kendi kendilerine ifşa ettiler.

***

     Türkiye’yi ateşe vermek, yakıp yıkmak, bölüp parçalamak isteyen, bunu farklı yöntemlerle defalarca deneyen terör örgütlerinin adını asla almıyorlar ağızlarına.

     PKK teröristtir diyemiyorlar.

     DHKP-C teröristtir diyemiyorlar.

     FETÖ haindir bile diyemiyorlar.

     O kadar zor durumdalar.

     Terör seviciliği yapanlara, teröristleri koruyanlara, teröriste terörist diyemeyenlere, teröristlerle kol kola gezenlere ne denir siz karar verin.

***

     PKK adına ormanları yakıp doğayı katleden teröristler, kendilerine “Ateşin Çocukları İnisiyatifi” adını vermişler.

     Ben bunların kimin çocukları olduklarını herkesin anlayacağı dilden yazacaktım fakat sayın Devlet Bahçeli; “Bunlar iblisin çocukları, ifritin çaşıtları, ihanetin çakallarıdır.” deyip noktayı koydu.

     Gerçi Cumhuriyet Gazetesine göre bunlar o kadar doğa severler ki Kandil Dağı’nda sigara İzmaritlerini dahi yere atmıyorlarmış. Eteklerde yaşayan köylülerin rastgele ağaç kesmesine dahi izin vermiyorlarmış!...

***

     Dertleri ve çabaları; Türkiye’nin siyasi, iktisadi ve coğrafi olarak büyümesini engellemek, enerji politikalarını, savunma sanayinde attığı adımları bertaraf edip, içerideki iç huzuru, barışı ve özgürlükleri yok etmek ülkeyi mümkün olduğunca geriletmektir.

     Eğer; etrafınız alçaklar, kalleşler ve iki yüzlülerle kuşatılmış ise; hangi siyasi iktidar döneminde olursanız olun, hangi rejimle yönetilirseniz yönetilin, hangi yolu izlerseniz izleyin mayınlı, engebeli ve çetin bir coğrafyada yaşıyorsunuz demektir.

     Herkes bilmeli ki Türkiye; Suriye, Afrika, Doğu Akdeniz, Libya ve Azerbaycan’a verdiği desteğe bundan sonra da devam edecektir.

     Türkiye buna muktedirdir!

     İçteki sabotajlar, iblisin çocukları, ifritin çaşıtları, ihanetin çakalları Türkiye'ye asla engel olamaz!