Yeni sezonda, yeni bir çalışma ortamından merhaba. Alanyaspor maçlarının ardından yorumlarımla Gazete Alanya’da sizlerle olacağım…

Bilenler bilir, spor yorumculuğu başka şeydir, spor muhabirliği ise başka şeydir. Yıllardır çeşitli haber sitelerinde ve gazetelerde spor karşılaşmalarının yorumuyla sizlerin karşınızdaydım. Bundan sonra da spor yorumlarım kaldığı yerden devam edecek. Maçların anlatımını okumak isteyenler ise spor haberlerine göz atabilir, diyerek bu haftaki Alanyaspor-Giresunspor karşılaşmasını yorumlamaya başlayabiliriz…

Alanyaspor evinde galip geldi. Aslında galip geldi gelmesine de ileriye dönük umut verdi mi, işte orası tartışılır.

Kimse bu galibiyete bakıp da oynanan kötü oyunu görmezden gelmeye kalkmasın.

Evet, Alanyaspor’un çiçeği burnunda teknik direktörü Bülent Uygun’un gelir gelmez takımın genlerine nüfuz edecek çalışmaları yapamadığını biliyoruz. Fakat yine de tecrübeli bir teknik adam olarak başında olduğu takımın artılarını ve eksilerini değerlendirmediğini Giresunspor maçında hep birlikte izledik.

Mental açıdan Bülent Uygun’un futbol anlayışı savunma ağırlıklı olsa da Alanyaspor’un son iki sezondur atak futbol oynamasına ve bunun yanında da top hâkimiyetini elinde tutmasına alışkın bir durumdayken, kendi evinde bu kadar mahkûm oynayan bir Alanyaspor görünce, alınan galibiyetin kısa süreli bir sevince sebep olacağını anlamak hiç de zor değil.

Şimdi diyeceksiniz ki Bülent Hoca, takıma transferler yapıldıktan sonra katıldı ve aklındaki oyun sistemini sahaya yansıtabilmesi zaman alacak.

Bir bakıma haklısınız, ama maçın başında bulunan tek gol ve yine maçın ilk 15 dakikasından sonra sahada gördüğümüz garantici oyun anlayışı, önümüzdeki maçlarda hiç de bu kadar şanslı olmayacağımız görüntüsünü ele veriyor.

Nasıl mı?

Şöyle ki;

Alanyaspor’da kim, ne yaptığını ve ne yapması gerektiğini bilmiyor. Sahadaki oyunun en basit tarifi, çalakalem çizilen resim gibi ki, birçok insan böyle resimlere karalamaca der. İşte Alanyaspor haftalardır sahada çalakalem bir resim yaparak sadece karalamaca yapıyor.

Birbirinden habersiz 11 oyuncunun sahada neler yapması gerektiğinden bihaber, paslaşmak nedir daha yeni öğreniyormuş gibi şuursuzca atak yapmasından sonuç beklemek, inanın ne futbol aklıyla ne de futbol mantığıyla bağdaşacak bir durum değil.

Kısacası, Alanyaspor bu değil.

Bu durumun ortaya çıkmasında tabi başka bir faktör daha var. Özellikle geçtiğimiz yıllarda izlemeye alıştığımız kemikleşmiş bir ana kadro. Şu anda Alanyaspor, sanki Süper Lig’e yeni çıkmış bir takımı andırıyor. O derece bu lige yabancı, o derece birbirine yabancı bir oyuncu topluluğu var karşımızda.

Milli aradan faydalanıp, üstelik yeni başlamış bir lige tarihinin en kötü başlangıcını yapmış bir takımın, gerekli hazırlıklarını yapmamış olduğu gözlerden kaçmıyor.

Birbirine böylesine yabancı bir kadronun hazırlık dönemini ve ardından milli maç arasını nasıl değerlendirdiği daha doğrusu neden değerlendirmediği ise lig maçlarında kendini belli ediyor.

Sözün özü;

Alanyaspor, Giresunspor karşısında galip geldiyse bu tamamen Giresunspor’un oldukça beceriksiz bir takım olmasından kaynaklanıyor ki şu ana kadar rakip filelere gönderebildikleri top yok. Yani biraz yetenekli ayaklara sahip olsalar Bülent Uygun’un savunma anlayışına sahip taktiği çökecekti.

Tekrarlamakta fayda var;

Bu anlayışla ve bu ne olduğu muamma oyun stiliyle bu ligde tutunmak hiç de kolay bir iş değil.

Haftaya takım İstanbul yolcusu. Rakip Galatasaray… Hani bu hafta Trabzonspor’a karşı 2-0’dan 2-2 puan veren Galatasaray.

Haydi selametle…