Korona virüs salgını hayatımıza Mart ayının başlarında girdi.

O günlerden bu günlere geçen yaklaşık 6 ayda hiçbir şeyin bir daha eskisi gibi olmayacağından emin olduk. Yavaş yavaş artan vaka sayıları, vefat rakamları, alınan tedbirlerin gün be gün katılaşmaya başlaması, sonrasında gelen sokağa çıkma yasakları, seyahat kısıtlamaları derken bugün birçok şeye alışmış duruma geldik.

Maskeye alıştık artık, evden çıkarken ‘aman, maskemi evde unuttum’ demiyoruz. Tabi maskeyi aylar geçmesine rağmen muntazam bir şekilde takamayanlar halen var. Hayatımızdaki sevdiklerimize sarılmadan, dokunmadan, uzaktan uzağa sevgimizi göstermeyi öğrendik. Dokunmadan sevgi göstermeyi eskiden olsa asla beceremezdik.

Alışverişe çıktığımızda ellerimizin böyle çok kirlendiğini eskiden bilseydik daha farklı bir hijyen algımız oluşurdu. Ellerimizi eve, işe, kafeye, markete yani dışarıya her çıkışımızda ve dönüşümüzde yıkadıkça hijyen kelimesini daha iyi anlıyoruz.

Geçen yaklaşık 6 ayda alınan tedbirlere, yasaklara, yasakların katılaşmasına ve normalleşme süreci ile birlikte yasakların esnetilmesine de alıştık.

Tam normale döndük derken, spor salonları açıldı ama maskesiz spor yapmak yasaklandı, düğün salonları açıldı ama 1 saatliğine, sokağa çıkma yasağı kalktı ama maske takmamanın cezası var. Yani artık yeni bir düzen var.

Bu yeni düzende birbirimize kalben yakın bedenen uzak olmak zorundayız. Mesafenin yanına yeni bir temizlik algısını da koyarak kalbimizin temizliğine bedenimizin temizliğini de ekleyeceğiz.

Önümüzdeki günlerin geleceğimize ışık olması dileğimle.

Sağlıcakla kalın…