Alanya’da minikler ücretsiz tıraş oldular Alanya’da minikler ücretsiz tıraş oldular

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Alanya Şube Başkanı Zuhal Sirkeli, ‘23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 104’üncü yıl dönümü nedeniyle mesaj yayımladı.

Sirkeli mesajında şu ifadelere yer verdi:

“31 Mart 2024 Yerel Seçim sonuçları, son yıllarda büyük yaralar alıp nefessiz kalan demokrasimize ve laik cumhuriyetimize can soluğu olmuş, neredeyse yok edilen hukuk devletimizin, katledilen laik bilimsel eğitim sistemimizin, krizden krize sürüklenen ekonomimizin, derde deva olmaktan çıkarılan sağlık sistemimizin, tarumar edilen demografik yapımızın, kısacası devletimizin kuruluş ayarlarına dönmesi, üniter ulus devlet yapısının onarılması ve yeniden “laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti” olması yolunda ulusumuzu umutlandırdı. Bu umudun iktidara talip siyasi kadrolar tarafından heba edilmemesi, güçlendirilerek genel seçim sandıklarına yansımasının sağlanması için ciddi bir onarım programı hazırlanıp kamuoyuna sunulması ve genel seçimlere kadar etraflıca anlatılarak seçmenin ikna edilmesi yaşamsal önemdedir. ADD olarak bu onarım programının içermesi gerektiğini düşündüğümüz temel esasları ilgililerin dikkatine sunmayı ve milletimizle paylaşmayı varlık nedenimizin gereği sayıyoruz. Bu program Büyük Atatürk ve Kemalist devrimcilerin devletimizi kurarken hamuruna kattıkları namus mayasının eksilmesine izin verilmeyeceğini, Türkiye’nin Washington’dan, Brüksel’den, Pensilvanya’dan, Menzil’den, İsmailağa’dan, Beştepe’den değil TBMM’den yönetileceğini ulusumun en değerli kazanımı olan Anadolu’nun binlerce yıllık kültürel birikimi ile bütünleşmiş laik cumhuriyet kültürünün titizlikle korunup geliştirileceğini, Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” tanımı ve “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” ilkesiyle yaşama geçirilen üniter ulus devletimizin vazgeçilmez olduğunu, emperyalizmin Mikro Milliyetçilik ve Mezhepçilik tuzaklarına düşülmeyeceğini, federasyon özlemlerine güç veren arayışlara itibar edilmeyeceğini,  Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının siyasi beklentilerle ya da para karşılığı satılmayacağını, Türkiye’nin sınırlarını koruyamayan, milyonlarca sözde sığınmacının elini kolunu sallayarak doluşmasını seyreden bir devlet olmayacağını, kuvvetler ayrılığı ilkesinden ve yargı bağımsızlığından milim sapılmayacağını, “tek adam” yönetimi anlayışına son verileceğini, demokrasinin olmazsa olmazının laiklik olduğu gerçeğinden asla ayrılınmayacağını, okula, adliyeye ve kışlaya siyaset sokulmasına göz yumulmayacağını, devrim yasalarının uygulanacağını, hemen tamamı batı emperyalizminin etki ajanı işlevi gören tarikat-cemaat yapılanmalarını “Sivil Toplum Örgütü” olarak niteleyip meşrulaştıran ve kamu olanakları ile besleyen çağ, akıl ve yasa dışı anlayışların devlet yönetiminde yer bulmasına olanak tanınmayacağını, “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” nesiller yetiştirmek üzere yeniden laik, bilimsel, parasız ve ulaşılabilir bir eğitim sistemi yaratılacağını, 12 yıl kesintisiz temel eğitimin ve tüm öğrencilere en az bir yabancı dil öğretilmesinin esas alınacağını, eğitimi dinselleştiren, okullarımıza imam sokan uygulamalara hemen son verileceğini, gençlerimizin geleceklerini yurt dışında arama çaresizliğinden kurtarılacağını, hastaneyi ticarethane, hastayı müşteri, sağlık çalışanını köle sayma sapkınlığına son verilerek yeniden koruyucu tıp öncelikli toplumcu kamusal bir sağlık sistemi kurulacağını, 1. basamak sağlık hizmetlerinin ücretsiz olacağını, ilaç, aşı ve tıbbi malzeme üretiminde ulusal kaynaklara yönelineceğini, ulusumuzun 1961 Anayasası’nı esas alan demokratik ve özgürlükçü bir Anayasaya kavuşturulacağını, siyasi partiler ve seçim yasalarının ivedilikle demokratikleştirileceğini, “paramızı pul, yurttaşımızı kul” eden neoliberal ekonomi politikalarının terk edileceğini, yüksek teknolojili ürün üretimini ve dış satımını önceleyen, 4 Denge Teorisi (Bütçe, Gelir-Gider, Dış Ticaret, Kamu-Özel Sektör Dengeleri) esaslı Kemalist Karma Üretim Ekonomisi’ne dönüleceğini, dış politikanın “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi ve bölge merkezli, karşılıklılık esaslı Kemalist felsefeyle yürütüleceğini, bölgemizi kana bulayan ve 21. yüzyılın Sevr’i olan BOP’a geçit verilmeyeceğini, “geçici sığınmacı” tanımı ile sulandırılan, “mazlum din kardeşlerimiz” söylemiyle meşrulaştırılmaya, akıl dışı “ırkçılık” suçlamalarıyla sislenmeye çalışılan ve yeni bir emperyal saldırı olduğu açık olan ne idüğü belli milyonlarla tarumar edilen demografik yapımızın hızla onarılacağını, kadınımızın insan olarak eşitliği temelinde, çalışma hayatında ve sosyal yaşamın her alanında özgürce yer almasının önündeki her türlü engelin kaldırılacağını, “kadına şiddet”, “Çocuk gelin” ve benzeri çağ dışı deyişlerin hayatımızdan çıkarılacağını, ordumuzun siyasetin etkisinden arındırılacağını, yeniden komuta bütünlüğünün sağlanacağını ve kendi sağlık, eğitim, yargı ve terfi sitemlerine sahip kılınacağını, basın özgürlüğünün çağdaş evrensel normlarla düzenleneceğini, basın organları sahiplerinin tek işlerinin basın olmasının sağlanacağını, sanat ve sanatçı üzerinde hiçbir baskı ve sansür uygulamasının söz konusu olmayacağını, dünya kültür mirasının yaratıcıları olan sanatçıların “ışığı alnında ilk hisseden” değerler olarak yüceltileceğini, örgütlü toplum olmanın hedef alınacağını, demokratik kitle örgütlerini güçlendirecek koşulların yaratılacağını, ulaşımın demir ve havayolu öncelikli olarak geliştirileceğini, yıllardır ihmal edilen deniz ulaşımına önem verileceğini, insan hakları ve kadın erkek eşitliği gibi, hayvan haklarının ve doğanın korunmasının da devlet güvencesine alınacağını, enerji dahil tüm stratejik alanlardaki dışa bağımlılığımızın en kısa sürede sonlandırılmasına çalışılacağını, sularımız, madenlerimiz, ormanlarımız, çevremiz başta olmak üzere yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza sahip çıkılacağını, çalışma yaşamından banka ve sigorta sistemine, turizmden spora, emekli ve yaşlılarımızdan engelli yurttaşlarımıza her alanda uygulanacak akılcı politikalarla insanlarımızın huzur ve güven içinde yaşayacakları bir ülke yaratma çabasının aralıksız sürdürüleceğini, ez cümle, dünyanın en bereketli topraklarında, dünyanın en özverili, en çalışkan, en vatansever halkını açlığa mahkûm eden bu düzenin değiştirileceğini mutlaka belirtmelidir” dedi.