Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Alanya Şube Başkanı Zuhal Sirkeli, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusu var oldukça Lozan Antlaşması’nın da var olacağını söyledi. Önce Erzurum Kongresi’ne değinen Sirkeli, bu kongrede alınan kararların Kurtuluş Savaşı'nı şekillendirdiğini ifade etti. Sirkeli, “Erzurum Kongresi, toplanış şekli ve amacı bölgesel olmakla beraber aldığı kararlar ulusaldır. Alınan kararlar Sivas Kongresi ve Misak-ı Milli kararlarının biçimlenmesinde etkili oldu. İlk kez manda ve azınlıklar konusu ele alındı. Doğu Anadolu'daki direniş hareketleri birleştirilmiş bu da bütün yurttaki direnişin birleşmesi yolunda ilk adım oldu. Kongreden önce görevinden alınan Ulu Önderimiz kongreden milli mücadelenin lideri olarak çıktı” diye konuştu. 

“LOZAN’IN GİZLİ MADDELERİ YOK”

99’uncu yıl dönümü kutlanacak olan Lozan Antlaşması’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi olduğunu ve hükmünü ilelebet de sürdürecek ender uluslararası antlaşmalardan biri olduğunu vurgulayan Sirkeli,  “İşgalciler ve iş birlikçilerinin 9 Eylül 1922 günü İzmir’den denize dökülmesinden sonra 10 gün içinde Anadolu hızla emperyalist çizmesinden temizlenmeye başlandı. “Yunan ordusu halife ordusudur” diyerek vatanın işgalini kolaylaştırmaya çalışmış hain padişah yurdundan kaçmanın telaşına düşmüştü. Kemalistler 1 Kasım 1922 günü TBMM’de aldıkları büyük bir kararla saltanatı kaldırarak ilk devrimi gerçekleştirdi. Meclis’teki ortak komisyon toplantısında tartışmaların saltanat yanlıları tarafından kasten uzatıldığını ve kafa karışıklığı yaratılmaya çalışıldığını gören Mustafa Kemal Paşa önündeki sıranın üzerine fırlayarak şu tarihi konuşmayı yaptı:

“Efendiler egemenlik, hiç kimsece, hiç kimseye, bilim gereğidir diye, görüşmeyle, tartışmayla verilmez. Egemenlik güçle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları Türk ulusunun egemenliğine zorla el koymuşlardı. Bu yolsuzluklarını 600 yıl boyunca sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk ulusu “artık yeter” diyerek, bunlara karşı ayaklanıp egemenliğini eylemli olarak eline almış bulunuyor. Bu bir olupbittidir. Söz konusu olan ulusa egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız, sorunu değildir. Sorun zaten olupbitti durumuna gelmiş bir gerçeği açıklamaktan ibarettir. Bu, ne olursa olsun yapılacaktır. Meclis ve herkes sorunu doğal bulursa, sanırım ki uygun olur. Yoksa gerçek yine yöntemine göre saptanacaktır. Ama ihtimal bazı kafalar kesilecektir.” Bu devrimci kararın ardından Türk ulusunun tek temsilcisi olarak Lozan’a giden İsmet Paşa başkanlığındaki Ankara Hükümeti temsilcileri güçlü bir irade ortaya koydu. Emperyalistler yıllardır bizden, Lozan’ı rafa kaldırıp 10 Ağustos 1920’de Osmanlı’ya imzalattıkları Sevr paçavrasını kabullenmemizi istiyor. Uluslararası toplantılarda her fırsatta ya “yanlışlıkla” Sevr ya da 21. yüzyıl versiyonu -hani şu övünçle eş başkanlığına soyunulan- Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) haritasını karşımıza çıkarıyorlar. Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir. Maddeleri kanla yazılmıştır, hiçbir güç değiştiremez. Lozan’ı tartışmaya açmak, Sevr paçavrasına ve türevi emperyal planlara boyun eğmektir. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusu var oldukça Lozan Antlaşması da var olacaktır. Ne yüzüncü yılında ne de gelecekte değişecek, yürürlükten kalkacak gizli maddeleri vardır. ADD Alanya Şubesi olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni olduğu gibi, tapu senedini de sonsuza dek korumayı, bu tarihi zaferi ulusumuza kazandıranlara saygısızlık edenlerle olanca gücüyle mücadele etmeyi görevi saydığımızı belirterek,  değişmez önderimiz Atatürk’ü, Lozan kahramanı İsmet İnönü’yü, Kuvayı Milliye kahramanlarımızı ve bu toprakları vatan yapan aziz şehit ve gazilerimizi bir kez daha minnetle, şükranla, saygıyla anıyoruz” diye konuştu.