Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Öğretmenler Gününe özel olarak öğretmene karşı yapılan şiddetle ilgili ilginç bir uygulama yaptı. Önce Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Adnan Boyacı, Twitter üzerinden, öğretmenlere, eğitim çalışanlarına yönelik şiddete karşı "#şiddetsıfırögretmenlerpekiyi" etiketli paylaşımlar yapmaya çağırdı.

Ardından Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, sosyal medya hesabından öğretmenlerin rol aldığı #şiddetsıfıröğretmenpekiyi etiketiyle video paylaşımı yaptı. Öğretmenin şiddet gördüğüne dikkat çekmek açısından etkili bir uygulama. Peki kimin dikkati çekilecek? Elbette Milli Eğitim Bakanının. Milli Eğitim Bakanı kendine şikayet edilen konuyu bu paylaşımla taca atıyor. Milli Eğitim Bakanı zaten şiddet olayından haberdar. Haberdar olduğu bir konu ile ilgili yasal önlemleri şimdiye kadar alması gerekirdi. Sonuç mu;

Osmaniye’de bir lisenin bahçesinde geçen hafta 25 yıllık öğretmeni polislerin darp etmesinin görüntüleri ortaya çıkıyor. Öğretmen polislerden şikayetçi olunca, olay mahkemeye taşınıyor.

Ardından sonradan gazeteci olduğu ortaya çıkan ama Konya Valisi’nin öğretmen olduğunu düşünüp, kutlama programına katılanların içinde yaptığı azarlama. Bu olaya bütün ülke tanık oldu. #şiddetsıfıröğretmenpekiyi paylaşımını yapan öğretmen kitlesinin mensuplarından bir cenah, valinin azarlama işine çanak tutarak alkışlamışlardır. Öğretmen olduğunu düşündükleri gazeteciyi protesto etmek amacıyla alkışlayan bu grup, kendi meslektaşına sahip çıkmak yerine ona sırtını çevirmiştir.

Öğretmenlerin şiddet görmesindeki etkenlerden birisi de ne yazık ki budur. Öğretmene saldırmak için gelenlere karşı meslektaşını korumak bir yana sesini bile çıkarmayan sessiz çoğunluk oluşmaya başlamıştır. Saldırganlığa meyilli olanlar bu durumdan güç alarak en ufak olaylarda okul basıp öğretmenlere farklı şiddetler uygulamışlardır. Bazen bu şiddet uygulamaları ölümle sonuçlanmıştır. Şiddet olaylarından zarar gören öğretmen sayısı yüzlercedir. Bizlerin iyi eğitim görmesi için emek veren öğretmenlerimize yapılan bu saldırılar çirkin ve utanç vericidir.

Öğretmenler; fiziki, duygusal ve psikolojik şiddetle sıklıkla karşılaşıyor. Bu farklı şiddetlerden korunmalarını sağlamakta bağlı bulundukları Bakanlığın sorumluluğundadır. Korunma işleri sadece kolluk kuvvetleri ile olmuyor. Kolluk kuvvetlerine bırakırsanız, Osmaniye’de yaşanan darp olayının benzerleri yaşanmaya devam edebilir. Öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanından oldukça makul beklentileri vardır. Kendilerini şiddetten koruyucu yasal düzenlemelerin bir an önce yapılarak, uygulamaya konulmasıdır.

Öğretmen bir kabahat işlerse bunu velilerin veya diğer unsurların şiddetine bırakmak yerine gerekli soruşturmalar yapılarak cezasının suçuna göre verilmesidir. Bu durumda öğretmen güven içinde okula giderek verimini daha da artıracaktır. Şiddetin hiçbir alanda olmadığı huzur ve mutlu ülkeye sahip olunması en büyük dileğimdir.