Modern dünyanın içine düştüğü en hassas konulardan başında milli ahlakın tanımlanması gelmektedir. Manevi boşluklar mutlaka doldurulmalıdır. Kişi, fert, birey bedeni, uzviyeti ile tabiatı, şahsiyeti, ahlakı ile de toplumu, cemiyeti, milleti temsil eder. Aile ve sülale işin başında gelir. Aile terbiyesi milli vicdanın bir parçasıdır. İdealsiz ahlak yetersizdir…

Devlet, dinin ve ahlakın idaresi için milli eğitim programlarını manevi boşlukların doldurulabileceği ölçekte kurgulaması gerekmektedir. Halkın ve gençliği vicdanı başıboş bırakılırsa gayri ahlakı durumun çoğalması mümkün olur. Milli ahlak üzerine eğilmeyecek müfredatın ülkeyi nereye götüreceği tartışma konusu haline gelir…

İnsanın yanlış hal ve hareketlerden arınması mana âlemindeki sonsuz hayat idealine inanmasıyla mümkün olabilir. İnsana ebedilik duygusunu en iyi veren Allah’a inanmasıdır. Tarihin her devrinde ahlak ilahiyatçı, dini inanışlara dayanmaktadır…

Fransız ihtilali sonrasında kapitalizmin doğuşu modern ahlakın zeminini hızlandırmıştır. Modern ahlakın topluma yansıması ise soysuzlaşmış nesiller meydana getirmiştir. Şahsi menfaatleri umumi çıkarların önüne taşımış, hırsın yenemediği para kazanma kazanma şekli sosyal tabakaları rencide etmiş, milli ahlaktan uzaklaştırmış, soysuzlaştırmıştır…

Ülkemizde soysuzlaştırıcı kazanç ahlakının peşine milli ahlak düşmemiş, izlememiş olsaydı, yakın tarihimizde namustan, vicdandan bahsetmenin vakti çoktan geçmiş olacaktı. Çünkü milli ahlakın tarihi varlığın fıtratında yer almaktadır. İlahi ve içtimai manada ebedi olmanın ilk şartı milli milli olmaktır. Bu ideal ferdin, milli müdafaa için seve seve canını verebilmesi mucizesini doğuran kahramanlık ahlakının da cazibe mihrakıdır…

Türk inkılabının ahlak vasıfları fert, millet, insanlık değerleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Birini alıp, diğerini atmak noksanlıktır. Türk ülküsü, insanlık camiası ile Türklük camiasını kaynaştırmaktadır. Milli ahlakın temelini buna dayandırmaktadır. Türk inkılaplarının temeli millet iradesi, millet varlığına dayanmaktadır…

Fikir adamlarımızın çoğu sanırım ahlak buhranı içinde bulunduğumuzu kabul etmektedirler. İrtica, inkılâp, hürriyet, geri, ileri, sağcı, solcu, yobaz, ilah.. birçok kelimenin gerçek manaları netlik kazanmış değildir. Bu çarpık durum politik hayatımıza da etki etmektedir. Bu tek partiye bağlanamaz... Spor bedeni, inanç ahlakı güzelleştirir. Farklı inançların ahlak anlayışında farklılıklar mümkündür… Çünkü ahlâkın temeli dine dayanmaktadır!..