Pazar günü şöyle çevreyi kolaşan ettim. Cebel-i Reis dağının eteklerinde, Karabelen mevkiindeki baba evinine yolum düştü. Bu günlerde babam evinde yalnız yaşıyor. Israrlara rağmen ata yadigârı toprakları terk etmek istemiyor. Çayı birlikte demledik, içtik…

Baba’m,  Keçili köyünde ömrünü tüketmek üzere hayatını idame ettirmektedir. Okuma yazmayı askerde öğrenmiş, Anam da halen sağ ama birazcık rahatsızlığı var. Her ikisinin de  yaşı (90)’dan tırmanışa geçmiş vaziyetedir.  Yüce Mevlâ’m sağlık sıhhat versin!..

Toprağı sürersen, tohumu ekersen, fideyi dikersen, suyunu, gübresini verirsen bereketli ürün Yüce Mevlâ’nın taktiri. Boş durmayı sevmeyen babam soğanından sarımsağına, bezelyesinden ıspanağına, domatesine pazar ihtiyacı mahsulü kazanabilmektedir. Çocukları, evlatlarına da yetmektedir ancak ziyaret edip toplamak, tarladan devşirmek gerek…

Karabelen havadardır. Rakım (600) metre civarındadır. Kar yağmasa da serpintisi bahçeyi vurur. Sivrisinek pek yaşamadığından yayla ihtiyacı hissettirmez. Tarlanın orta kısmında kesme beleninin taş, çorak topraklarından süzülerek çıkan pür temiz içme suyu, havuzu vardır. Tüm araziyi sulamaya yetmez ama ihtiyacı karşılayacak ürün üretimine destek verir…

Gençliğinde bakımlıymış, yani kendisine iyi bakar, temiz giyinir, efendi dolaşır, saçlarını geriye doğru tararmış, devri halkın söylemi ile saçlarını sıvarmış. Saçları sıvalı Mekişin oğlunu gören komşu kızları ise kıskanırlar ve “sıvanak” derlermiş, Mekişin sıvanak! Orta ve büyük yaş gurubuna göre ise lakabı Mekiş Mehmet’miş!?..

İşte Ben, kocaağaçtan kaşık, çömçe gibi mutfak aletleri ustası, sakallı Mekiş Koca’nın oğlu; düven, tırmık sapı, muz direği, dirgen, yaba velhasıl karasaban ustası Mekiş Mehmet’in oğluyum. Özleri sevgi yüklüdür. Bu günün anısına sevgililer gününü kutlar, ellerinden öperim!..

Babam, hiç kimsenin aleyhinde, yüzüne, arkasından söz, laf etmeyi sevmez. Hiç kimse babamdan tek kötü kelime duymaz. Konuşturmak isteyenle de konuşmaz. Hayatına tek kadın girmiştir, bunu da kaçırmak suretiyle evlenmiştir. İşini düzgün, hilesiz yapan, aşını bileğiyle helalinden kazanan, eşinin sade, temiz, sevgisine âşık bir kişiliktir…

Ben, işte, bu adamın evladıyım ama belki ben ona adamlığımı layıkıyla yerine getirememekteyim. Buna üzülüyorum. Her ne olursa olsun, bu delikanlı benim, babam! (7) kardeşin babası, Mekiş’in sıvanak!.. Yani Mekiş Mehmet!.. Oğlu olmaktan gurur duyuyorum!..