Hoş geldin on bir ayın sultanı, hoş geldin ya şehr-i ramazan!

     Bereket, mağfiret getirdin, hoş geldin,

     Sen hoş geldin lâkin biz seni hoş karşılayamadık, Alemleri yaratan yüce Rabbimin affına sığınırız.

     Bu yıl Ümmet-i Muhammed camiden cemaatten mahrum kaldı. Yüreğimiz buruk, gönlümüz hüzün dolu.

***

     İnsanlar hiç olmadığı kadar zalimleşti, mazlumlara ezada cefada sınır tanımadılar. Yaktılar, yıktılar. Bombaladılar, öldürdüler, yok ettiler, yerlerinden yurtlarından ettiler.

     Dünya, dünya olalı böyle vahşet böyle mezalim görmedi.

     Hani Suriyeli minik vardı ya “gidince her şeyi Allaha diyeceğim” dedikten sonra gerçekten gitmişti ve belki de demişti.

     Masum yüreklerin ahından mıdır Allah bilir, Rabbi-l Alemin insanlara küçücük, minnacık, gözle görülemeyen bir virüs musallat etti.

    İnsanlar kapı dışarı çıkamaz oldu. Hatta çatışmalar durdu, savaşlar kesildi, zalimler kendi canlarının derdine düştüler. Masumlar günahsızlar rahat bir nefes aldılar.

     Bu salgın büyük bir ders niteliğindedir. Tabi anlayana.

***

Mescit mümin, minber mümin..

Taşardı kubbelerden Tekbir,

Dolardı kubbelere "amin"!

Ve mübarek geceler, dualarımız,

Geri gelmeyen dualardı.

Geceler ki pırıl pırıl,

Kandillerin yanardı!

Açılsın göklerin kapıları,

Açılsın perdeler, kat kat!

Çöllere dökülsün yıldızlar;

Dizilsin yollarına

Yetimler, günahsızlar!

Çöl gecelerinden, yanık

Türküler yapan kızlar

Sancağını saçlarıyla dokusun;

Bilal-i Habeşi sustuysa

Ezanlarını Davut okusun!

Konsun-yine-pervazlara

Güvercinler;

"Hu hu"lara karışsın

Aminler..

Mübarek akşamdır;

Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!

 (A.Nihat ASYA)

***

     Mübarek Ramazan-ı Şerif hoş geldi, biz layıkıyla karşılayamadık. Kalbimiz buruk, gönlümüz hüzün dolu. Cami yok, cemaat yok, teravih namazı yok. Eş dost, fakir fukara ile yapılan iftarlar yok. Ramazan’ı ramazan tadında yaşamanın imkânı yok.

     Ya Rabbim! Mazlumlara reva görülen zulümlerde bilerek veya bilmeyerek en ufak bir dahlimiz varsa sen bizi affet!