Avrupa Birliği Bakanı (AB) Mevlüt Çavuşoğlu, AB yeni Delegasyon Başkanlığı’na gelen İtalyan Stefano Manservisi’nin 'her iki tarafın da kısasa kısastan vazgeçmesi gerektiği' açıklamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. <strong>TÜRKİYE AB'YA ÜY OLMAK İSTİYOR</strong> Çavuşoğlu, ‘’Türkiye, Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi iki dost gibi, iki ortak gibi samimi ortamda devam ettirmek istiyoruz ve bu konuda iki tarafın da üzerine düşeni samimiyetle yapması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye AB’ye üye olmak istiyor, AB değerlerine inanıyor, bu konuda üzerine düşeni yapmak istiyor.’’ dedi. <strong>2014 YILINDA REFORMLARLA BAŞLADI</strong> Mevlüt Çavuşoğlu, Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakan’ı Stephan Weil ile Bakanlıkta görüştü. Soruları cevaplayan Çavuşoğlu, yeni Delegasyon Başkanlığı’na gelen İtalyan Stefano Manservisi’nin 'her iki tarafın da kısasa kısastan vazgeçmesi gerek' şeklindeki sorusunu şöyle cevapladı: "Türkiye, Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi iki dost gibi, iki ortak gibi samimi ortamda devam ettirmek istiyoruz ve bu konuda iki tarafın da üzerine düşeni samimiyetle yapması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye AB’ye üye olmak istiyor, AB değerlerine inanıyor, bu konuda üzerine düşeni yapmak istiyor. 2014 yılının AB yılı olmasını istiyor, Sayın Başbakanımızın açıkladığı gibi. 2014 yılına reformlarla başladı. 5. Yargı paketi ve İnsan Hakları sözleşmesi ihlallerini önleyen eylem planlarını kabul etti. Reforma devam edeceği sinyallerini verdi.” <strong>"HERKESİN SÖYLEYECEK SÖZÜ VARDIR"</strong> Çavuşoğlu, Avrupa Birliği’nden (AB) beklentinin samimi bir şekilde yaklaşması, ahde vefa ilkesine uyması olduğunu dile getirerek, “İmzaladığımız ortaklık anlaşmasına da riayet etmesi. Bu açıdan Sayın Weil’in de söylediği gibi açılması gereken fasılların önündeki siyasi engellerin kaldırılması gerekiyor. Yani kısasa kısas pozitif anlamda düşünürsek, her iki tarafta üzerine düşeni yaparsa bu müzakere daha sorunsuz ilerler, hızlanır.” görünüşü belirtti. <strong>ARZU ETTİĞİMİZ BUDUR</strong> Bakan Çavuşoğlu, müzakere süreci bittikten sonra da herkesin üyelikle ilgili söyleyeceği sözü olacağına işaret ederek, “Bizim de arzu ettiğimiz budur. Son aylarda görüştüğümüz tüm liderlerin de bunu teyit etmesi aslında olumludur. Yani bizim AB ile ilgili herhangi başka bir alacak, verecek meselimiz yoktur. Bunun kısasa kısas gibi kavgaya dönüştürme arzumuz da yoktur. Son zamanlarda oluşturduğumuz samimi diyalog ortamının somut adımlarla desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.” dedi.