“Aileyi yıkan İstanbul Sözleşmesi değil, erkek şiddeti. Tartışma bitirilsin, sözleşme uygulansın” diyen Başkan Gaye Coşkun’un açıklaması şu şekilde: “Ülkemizin ilk imzacısı olduğu, 2011 yılında kabul ettiğimiz, 45 ülkede uygulanan İstanbul Sözleşmesi, “toplumsal cinsiyet” kavramını kabul eden, kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olduğunun altını çizen, imzacı devletlere kadına yönelik şiddeti önleme ve kadını koruma yükümlülüğü getirmektedir. İstanbul Sözleşmesi; Anayasamıza göre kanun hükmünde, yani kanunla aynı hükümdedir. İstanbul Sözleşmesi’nin önemli ve biz Türk kadınları için gurur kaynağı bir diğer tarafı ise hazırlanması ve diğer ülkelere sunulmasını sağlayan tarafın Türkiye olmasıdır. Aradan geçen zamanda ne yazık ki, İstanbul Sözleşmesi uygulamada yaşanan sorunlarından ziyade, kaldırılması yönüyle tartışılmış, kadına yönelik şiddet artmasına rağmen İstanbul Sözleşmesi gibi koruyucu kanunlara ihtiyaç olmadığı savunulur hale gelmiştir. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa kadınları şiddetten korumaya, şiddetin önlemesine, şiddet uygulayanın cezalandırılmasına ve mağdurun korunmasına yönelik hükümler içermektedir. Bu yüzden kadına yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin ortaya çıkmadan önlenmesi, ihmallerin ve kadın cinayetlerinin önlenmesi, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın önüne geçilmesi, kadının her alanda güçlendirilmesi, mağdurların korunması, etkin soruşturmaların yapılması, faillerin cezalandırılması, cezasızlığın ortadan kaldırılması, şiddet mağduru kadınlara gerekli politikalar üretilmesi için İstanbul Sözleşmesi ile 6284 sy Yasa’dan vazgeçmiyoruz. Bu yüzden biz; • Kadın Cinayetlerinin Durdurulması, • Kadına yönelik Şiddet ve Ev içi şiddetin önlenmesi için gereken tüm tedbirlerin alınması ve yasaların uygulanması, • İstanbul Sözleşmesinin yüklediği tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesi İçin bu Sözleşme’nin hazırlanmasında ve uygulanmasında emeği geçen herkesi sesini yükseltmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz. İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açmak bile şiddeti artırdı. Sadece Temmuz ayında 36 kadın cinayeti işlendi. Cinayet kurbanı kadınların yarıdan çoğu eşleri tarafından öldürüldü. Aileyi yıkan İstanbul Sözleşmesi değil, erkek şiddeti. Tartışma bitirilsin, sözleşme uygulansın…”