SEVGİLİ ALANYALILAR VE BASIN ÇALIŞANLARI ! Dün Atatürk Anıtı’nda gerçekleştirilen Gaziler Günü programının hemen ardından MHP Alanya İlçe Başkanı Mustafa Türkdoğan tarafından nedenini sonradan öğrendiğim çirkin bir saldırıya uğradım. Nedeni olarak kamuoyuna yansıyan şekliyle kendi facebook hesabımdan Gazeteci-Yazar Yılmaz Dikbaş’ın paylaşımını, yorumsuz bir şekilde paylaştığım için olduğunu öğrendim. Bu nasıl bir anlayıştır! Yanlış varsa bu ülkenin kolluk kuvveti vardır, savcısı vardır, hâkimi vardır, hukuku vardır, devleti vardır. Bu herkesçe bilinirken, resmi kurumların ve temsilcilerinin olduğu yerde topluma örnek olması gereken ilçe başkanı düzeyinde birinin bu şekilde yasadışı davranıyor olması düşündürücüdür. Her türlü yasal hakkımı bu bağlamda kullandım. Bu durum görgü tanıkları ve kamera-fotoğraf kayıtlarıyla da sabittir. Bunun neden-niçin yapıldığı ortadadır. Siyasi bir linç tasarlanmış ve bu paylaşım bahane edilerek hayata geçirilmiştir. Şimdi bunu yapan ve sosyal medya hesaplarında bu saldırıya alkış tutanlara soruyorum: Yazının asıl muhatabı Gazeteci-Yazar Yılmaz Dikbaş hakkında ne demişlerdir ve ne yapmışlardır? Yasal hangi girişimlerde bulunmuşlardır? Hukuk tanımazlara, bu saldırıyı planlayanlara ve buna alkış tutanlara buradan sesleniyorum ! Bu devlet hepimizin; ve hukuk hepimize lâzım ! Herkes kendi yanlış bulduğu konulara karşı sokakta tehditle, saldırıyla çözümünü ararsa bu güzel ülkemiz; anarşistlerin, mafyanın ve hukuk tanımayanların eline kalır.Ayrıca, ülkemizin asli unsurlarından biri olan Ermeni yurttaşlarımızın soyundan gelmiş olmak, bir aşağılanma nedeni midir ? Kaldı ki bu iddia bana ait değildir. Yılmaz DİKBAŞ’ındır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasamıza göre etnik köken ayrılığı olmaksızın tüm yurttaşlarımız eşit ve değerlidir. Bunun Siyasi bir linç olduğu, seçildiğimden beri bana yapılan haksızlıklardan anlaşılmaktadır. NEDİR BU SÜREÇ ? 19 Mayıs 2018 tarihinde yapılan THK Alanya Şube seçimleri, usulsüz ve tüzüğe aykırı olması nedeniyle THK Genel Merkezi tarafından iptal edilmiştir. THK’nın kurumsal kimliğine zarar gelmemesi amacı gerekçe gösterilerek kamuoyuna kurultay iptalinin nedeni açıklanmadan, sadece yapılan seçimin iptal edilmesi ve yenisinin yapılması kararı alınmıştır. Ben de havacı geçmişi olan biri olarak, THK Alanya Şubesinde 19 yıldır yapılmayan etkinlikleri yapmak için, hatta daha büyüklerini yapmak için havacı arkadaşlarımla birlikte yönetime aday oldum. Genel merkezin gözetiminde gidilen olağanüstü kurultayın ilk toplantısı olan 23 Temmuz’da,birilerininengellemeleri sonucu yaptırılmayan kongrenin ardından son kurultay 31 Temmuz’da yapılabildi ve çoğunluk delegelerin oylarıyla, seçimi kazandım. Bunun üzerine, Genel Merkezin müfettişlerinin uzun bir denetleme süreci sonunda, kurban bayramına 1 hafta kala, şubeyi bize teslim edildi. Ancak, Kurban Bayramında deri toplama görevimizin olması vebu görevde zaman kısıtlığının yanında, kamu kurumlarından gelen araç ve personelin öncekim yıllardan az olması ve genel merkezden de yeteri kadar destek göremediğimiz bir gerçektir. Genel merkez, sanki bizler deneyimli kadrolarıymışız gibi davranmayı tercih etmiştir. Yardımları olmamış mıdır?olmuştur! Ama yetersizliği de ortadadır. Buna, görevi aldığımızdan bu yana deri toplama görevimizle ilgili her türlü yanlış, yanıltıcı, birilerinin siparişiyle aynı elden çıkan paylaşımlarve dedikodular da eklenmiştir. Olmayan, hiç yaşanmayan durumlar, sanki olmuş gibi kamuoyuna yansıtılmıştır. Destek olunup kurumun köhneleşmiş yapısından kurtarılmasına yardımcı olmak yerine, olaylar kişiselleştirilmiştir. İntikam duygularıyla hareket edilmiştir. Bir yerde iş yapılıyorsa hata da yapılıyordur. Hiçbir şey yapılmıyorsa hata da yapılmıyor demektir. Ama biz gördük ki, düşmanmışız gibi davranılarak, destek olmak bir yana köstek olunmuş, bu yönde kamuoyu oluşturmaya çalışılmıştır. THK Alanya şubemiz, her fırsatta olumsuz haberlerle gündemde tutularak, şahsımbu saldırının hedef tahtasına yerleştirilmiştir. Bana yapılan saldırı olayı öyle bir hale getirilmiştir ki şehir eşkıyalığı haklı gösterilmeye çalışılmıştır. Hatta hayatımın tehdit altına girmesi bile “olağan birşeymiş” gibi gösterilmiştir. Ancak beni asıl üzen şey haksız saldırıya uğramak değil, bu acı olayda Genel merzin de benim karşımda yeralmasıdır. Bana yapılan bu anlamsız saldırı sonrasında, 2007 yılında MHP Adana Milletvekilliği de yapan THK Genel Başkanı Kürşat ATILGAN tarafından,kendimi savunma fırsatı verilmeden, saldırıya uğrayanın şahsım olmasına rağmen, istifam istenmiştir. Siyasi tavır ve oynanan oyun ortadadır. Bu günlerde Türk Hava Kurumu Genel Merkezi, 1 ay içinde seçime gitme sürecine girmiştir. Ankara yönetim kadrolarının yeniden belirleneceği bu süreçte, birilerini küstürmemek veşirin gözükmek için, sosyal medya paylaşımım bahane edilmiş, Şube Başkanlığı ve THK üyeliğimden ayrılmam istenmiş, bana yapılan bu saldırı adeta desteklenerek, ödüllendirilmiştir. Bütün bu yaşananlardan sonra Atatürk’ün bize emanet ettiği kurumun başına, saldırı ve haksızlık karşısında hakkı ve hukuku savunamayan kadroların getirileceği kehanet olmayacaktır. Biz bunu değiştirmek için çok çabaladık, ancak başarılı olamadık. Destek yerine, olumlu eleştiriler yerine, intikam ve düşmanlık gördük. Siyasi yozlaşmanın kitle örgütlerini de ele geçirdiğini ve yok etmeye başladığınıgörüyor,ve bunu üzülerek söylüyorum. Bu saldırının, benim kişiliğim üzerinden ülkemizin değerlerine yapıldığını kamuoyumuzun bilgisine bırakıyorum. Bugüne kadar desteklerini esirgemeyen herkese de sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum.