YAKLAŞMAKTA OLAN TEHLİKE

Evet dostlar yazma teklifini aldığım zaman konu sıkıntısı çekeceğimi düşünüyordum. Şimdi konu seçme sıkıntısı çekiyorum. Çünkü o kadar çok konu var ki hangisini yazacağımı şaşırıyorum. Birde benim kapasitem ancak yerel sorunları yazmaya yeter diyordum. Şimdi ulusal sorunlardan başımı alamıyorum. Şu yazacağım sorunu okuyunca sizde bana hak vereceksiniz.

Benim(CHP) partili arkadaşlarım bana kızacaklar hatta eleştiri yöneltenler bile olacak. Parti içi sorunları neden partide tartışmıyorsun gibi falan. Tabi ki haklılarda. Ama bu konuyu yazabilmek içinde ille de oradan başlamak gerekir. Bir atasözümüz vardır “İnsanın kendi kendine ettiğini 7 düşmanı bir araya gelse edemez” Sayın genel başkanım Kemal KILIÇDAROĞLU durup dururken ortaya bir başörtüsü yasal güvence altına alınsın” diye bir yasa önerisi attı. Ama ortada hiç bir şey yokken. Yine bir atasözüyle devam edeceğim. ”Adamın uyurunu uyandırmak” Sen misin bunu diyen yasa değişikliği yetmez hadi Anayasa değişikliği başörtüsü de yetmez medeni yasa yani çok eşliliğin önünü açmak. Hadi buyurun ayıklayın mercimeğin taşını. Çıkın işin içinden çıkabilirseniz.

Bu ara 6’lı masanın ortaklarından Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın AKP’nin bu anayasa teklifiyle ilgili demeçleri evlere şenlik. Bunlar zaten AKP’den koptular ama AKP’den beri doğru geleceğine daha öte doğru gitmişler. Alın Davutoğlu’nun demecini “AKP’nin Anayasa değişikliğine karşı çıkmak Allah’ın emirlerine karşı çıkmaktır” Babacanın demeci ise daha da beter “Din ve İnanç topluluklarının kendi din görevlilerini eğitmek üzere eğitim kurumları önündeki engelleri kaldıracağız. Yüksek öğrenim dahil kendi din eğitimcilerini yetiştirebilme imkanı tanıyacağız” Bu şu demektir; “Tarikatlara ilk okuldan üniversiteye kadar kendi eğitim kurumlarını açıp her tarikatın kendi militanını kendi yetiştirme imkanı sağlayacağız. Yani tekke ve zaviyelerin önünü tamamen açacağız”

Bunların akıllarını başlarına FETÖ’de getirmemiş. Ben bu demeçleri okuyunca tüylerim diken diken oldu ve bu demeçler gündemde yerde tutmadı. Daha önemli konuların yanında güme gitti. Değerli arkadaşlar bu liderler birde 6’lı masanın ortağı. Bir yandan geliştirilmiş parlamenter sistem yani demokrasi diğer yandan Talibanı aratmayacak demeçler. Benim beynim durdu. Allah’ın emriyle ülke yönetirken öbür tarafta demokrasi. Bir taraftan ilkokuldan üniversiteye kadar tarikatlara kendi askerlerini yetiştirme yolu açılırken diğer taraftan genişletilmiş parlamenter sistem. Nasıl olacak bu iş? Birileri bana anlatsın. Yılbaşı gecesi İstanbul’da İsmail ağa cemaati bir yürüyüş yaptı. Yürüyüşçülere kendilerince “Allah’ın ordusu” dendi kaçıranlar internetten bakabilir. İktidar rejimi kökünden yıkmak için Anayasa değişikliğine giderken 6’lı masanın ortaklarının durumu da bu. Değerli dostlar benim için bu Anayasa değişikliğinin engellemesi seçimi kazanmaktan daha önemli. Ben böyle düşünüyorum. Onun için konunun başlığını da yakalamakta olan tehlike koydum.

Değerli dostlar bir ülkede laiklik yoksa ne demokrasi olur. Ne hukuk olur. Ne adalet olur. İnsan gibi insan adam gibi adam bile olmaz.

Hoşça kalın, dostça kalın.