TURİZM ÇATLAR MI

Özellikle Alanya’da genelleşen ve yıl boyunca aylara yayılmış turizm tahmin söylentileri önce esnafta umut sonra da hayal kırıklığı yaratmaktadır: Bu yıl turizm çok iyi olacak! Ruslar akın edecekmiş… Araplara muazzam satış varmış… Her şey dâhil esnafı batırmış… Paralı turist bekliyormuş!.. Rehberlerin haddi bildirilecekmiş!.. Vs.

Turizm sektörü elbette 1970-1984-1990-2000’li yıllara göre ülkenin idare edilişinden tutun da turizm hizmet, servis, esnaf davranışları ve turist kitlelerinin milliyetine göre şekil almaktadır, iç ve dış politikada kullanılan siyaset diline göre de yön değiştirebilmektedir…

Alanya’ya turizmi kazandıran Alanyalıların birçoğu kara toprağın altında turizmi olumsuz noktalara taşıyanlara lanet okumaktadırlar. Ben, yakın zamanda Alanya Turizm Kalkındırma Ve Dayanışma Derneğinin hiç faaliyetine rastlamadım ama rahmetli Hasan Karagöz, tek başına bisikleti ile iskelede Turizm Haftası kutlardı. Damlataş mağarasını turizme kazandıran rahmetli Galip Dere, 1950’li yıllarda; “Bu insanlar! “Turizm” deninde kuru üzüm anlarlar…” sözünün beyhude sarf etmemiştir…

1980’li yıllarda, Alanya’daki konaklama kapasitesi Antalya toplamının yarısından fazla idi. Ev pansiyonculuğu kredisi ile halk turizme yatkın hale getirilmeye çalışılıyordu. Kredisi çıkan vatandaş, pansiyonculuğu yani turtisti sevmezdi ama naylon faturalarla aldığı krediyi düğün yapmakta kullanırdı. Elbette hakkını verenler de az değildi. Alanya Pansiyoncular odası kuruluncaya kadar ilk kurucular ne zahmetler çekmişlerdi…

Günümüzde yapılan turizm tanıtım ve organizasyon hizmetleri alışılmışa katkı yapmadığı gibi gösterişin ilerisine de gidememektedir. Turizm insan hareketleriyle ilgili rezervasyonlarında son dakikaya kadar kesinliği şüphe taşıyan hassas endüstriyel sektörlerin başında gelir. Turizm de yapılan esas satış hizmettir. Hizmet satışında şüpheye düşen turisti bir daha bulamazsınız. Yılların birikimi ise işin sonunu getirir...

Turizmin daha geniş sezona yayılması için: İlk elden iç ve dış politikada etken olan politik dilin sadeleşmesi, şeffaflaşması şarttır. İkinci kuşaktan konaklama tesisleri müşteri-acenta ilişkileri dürüst seyretmelidir. Üçüncü vardiya yurtdışı tur operatörleri ile diplomatik ilişkiler yerinde, zamanında, güven içinde kurulmalıdır. Dördüncü vardiya yurtiçi turlarda Turist Rehberliği bilgi akışı turizm politikası ve insan ilişkilerinde öncü olmalıdır…

Her şey dâhil, yarım pansiyon, tam pansiyon kavramları arz talep dengesiyle sağlanır. Zoraki turist çekme gayreti ile turizmde son dakika, öğrenci, gençlik turizmi olur; o da, bu kadar olur…