Haber - Burak ÖZTUNÇ Memorial Antalya Hastanesi Çocuk, Yenidoğan Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Aşkın Güra Bayık “17 Kasım Dünya Prematüre Günü” nedeniyle, anne karnındayken bebek ile kurulan iletişimin prematürelik sürecine katkıları hakkında bilgi verdi. Erken doğumun hem bebekler hem de anneleri için zorlu ve yorucu bir sürecin başlangıcı olduğunun altını çizen Bayık, bu sürecin sağlıklı ve güvenli bir şekilde ilerlemesi bebeğin gelişimi için büyük önem taşıdığını kaydetti. Bayık, bebek daha anne karnına düştüğü anda onunla kurulan iletişimin, bebeğin sağlıklı, duygusal açıdan doyduğu, duyurularını geliştirdiği bir süreci sağladığını bildirdi. Dokunma duyusunu geliştirmek sizin elinizde Rahmin fetüsün gelişmesi, büyümesi ve beslenmesi için en mükemmel ortam olduğuna değinen Aşkın Güra Bayık, “ Duyusal sistemler gebelik boyunca gelişir. Anne karnında gelişen bebeğin ilk oluşan duyusu “dokunma duyusudur”. Bebek daha 7 buçuk haftalıkken dokunma duyusuyla hissetmeye başlar. Dokunma duyusunun başladığı ilk bölge ağız çevresi ve yanaklardır. Gebeliğin 12. haftasından itibaren dokunma duyusunu algılayan sinirler hızla gelişmeye başlar ve yaklaşık 32. haftada bebeğin kafasının tepesi dışında tüm vücut bölgeleri dokunma duyusunu hisseder hale gelir. Anne karnında derin dokunuşlar ve sıcaklık hissi dokunma duyusunun gelişmesini sağlayan en önemli uyarılardır.” dedi. “Dokunma güven duygusunu geliştirir” Karna dokunulmasıyla bebeğin kendini güvende hissettiğinin altını çizen Bayık, “24. haftadan itibaren elastik olan rahim, tüm gün sarılma ve masaj gibi hareketlerin hissedilmesinin gelişimini sağlar. Kucaklanma ve sarılma duyusu ile bebek vücudunu kıvrık pozisyona getirir, ellerini orta hatta birleştirir. Parmaklarını emer ve bu şekilde kendini güvende hisseder. Rahim içindeki sabit ve nötr olan sıcaklık da güven duygusunu arttırır. Son aya gelen bebek iyice büyüdüğü için rahim duvarına sık sık değer ve dışarıdan yapılan okşama da dokunma duyusunu arttırır. Dokunma bebeğin güven duygusunu güçlendirir.”ifadelerine yer verdi. "Sallanma güven verir" Aşkın Güra Bayık, hamileyken ayakta hafif sallanmanın bebeği mutlu edeceğini vurgulayarak, “Anne karnındaki su bir cismin ağırlığını 50 kat azalttığı için, amniyo sıvısındaki bebek, kendini 1/50 kat daha hafif hisseder. Yer çekimi azalmış bir ortamda sürekli sallanma hareketinin olması da onu sakinleştirir. Dolayısıyla annenin hafif sallanarak bebeğine bu güvenli ortamı hissettirmesi, bebeğin daha huzurlu bir büyüme sağlayabilir. Özellikle erken doğmuş bebeklerde, çıktığı güvenli anne karnı ortamından zorlu küvez sürecine geçmek onlar açısından çok zorlu bir süreçtir. Karnınızdaki sıcaklığı ve korunma duygusunu, alışık olmadığı yeni çevresinde de aramaya devam eder.”açıklamasını yaptı. " Prematüre bebekle annenin sürekli temas halinde olması gerekiyor" Bayık, sözlerini şöyle tamamladı: "Tek hamileliklerde eğer 37 haftadan önce doğum yapılırsa bu erken doğum sayılır. Fakat çoğul hamileliklerde bunun kesin belirlenmiş bir süresi yoktur. 24 ve 34. haftalarda normal dışı belirtiler görülüyorsa, bebeğin erken doğma riski söz konusu olabilir. Prematüre doğumlarda anne ile ten teması sağlanarak göğsünde tutma pozisyonuna kanguru pozisyonu denir. Bu pozisyon dokunma ve sıcaklık duyusunu harekete geçirir. Benzer şekilde küvez içerisinden çıkartmaya imkanı olmayan prematürelerde annenin ellerini küvez içerisine sokarak bebeğine dokunması, okşaması, masaj yapması birçok yönden bebeğin gelişimini hızlandırmaktadır. Bebeğe bol bol sevgi gösterilmesi ve hayata güvenle tutunmasını sağlamaya çok yardımcı olur."