Çocuklarda obezitenin, vücut kütle indeksinin yaşa göre beklenen normal değerin üstünde olması olduğunu ifade eden Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Seda Özer, , en önemli nedeninin ailenin çocuğa sunduğu beslenme ve aktivite alışkanlıkları olduğunu dile getirdi. “Ödüllendirilmeyle riske atılmamalıdır” Özer, “Aşırı kilolu çocukların ailelerine bakıldığında, en az bir ebeveynin ya da hem anne hem de babanın kilo sorunu olduğu görülür. Ailenin kötü beslenme alışkanlığı, düzensiz öğünler, fast food, hazır gıda ve abur cubur tüketiminin fazla olması, kendi beslenme tarzını seçme şansı olmayan çocukları obeziteye yönlendirir. Çocukların sağlığı, şeker ve çikolata gibi market ürünleri ile ödüllendirilmeyle riske atılmamalıdır” dedi. Hareketli bir yaşam sağlanması gerekiyor Beslenme alışkanlıkları kadar, çocuğun fiziksel aktivite düzeyinin de obezitenin gelişmesinde etken olduğunu vurgulayan Özer, “Çocuğun evden okula yürüyerek gitmesi bile en basit egzersiz iken günümüz koşullarında bu fırsatlar giderek ortadan kalkmaktadır. Ders ve ödev zorunluluğuyla günün büyük kısmını oturarak geçiren çocuklar, sokakta hareketli oyunlar oyna imkanı bulamamakta, boş vakitlerini de cep telefonu, bilgisayar ve televizyon karşısında harcamaktadır. Uzun süre televizyon izlemek, albenisi yüksek ambalajlı ve sağlıksız gıda ürünlerinin reklamlarıyla karşılaşmaya, bu gıdalara karşı merak artışına da yol açacaktır” diye konuştu. Özer, aşırı kilo sorunları ve obezitenin birçok sağlık sorununu da beraberinde getirdiğini ya da önemli hastalıklara zemin hazırladığını söyledi. Çocukların, obezitenin neden olabileceği sağlık sorunlarının yanı sıra sosyal ve psikolojik açıdan da pek çok problem ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Özer, “Yaşıtları arasında kilosu alay konusu olabilen çocuk, sosyal ortamlardan giderek uzaklaşmakta ve yalnızlaşmakta, bu uzaklaşmanın oluşturduğu travmayla bir süre sonra asosyal bireyler haline gelmektedir. Çocukları obeziteden korumak için bebeklere ilk 6 ay mutlaka anne sütü verilmelidir. Aile dengeli ve düzenli beslenmeyi bir alışkanlık haline getirmelidir. Spor aktiviteleri için çocuklara imkan oluşturulmalıdır. Bir uzmana başvurularak gerekli ölçümler ve kan tetkikleri yaptırılmalı, çocuğun mevcut durumu ve riskleri belirlenmelidir. Ezbere sıkı diyetler yerine diyetisyen gözetiminde çocuğun yaş ve aktivitesine uygun beslenme planı yapılmalıdır. Kilo verme sürecinde çocuk; kilo kontrolü, beslenme düzeni ve hareket konusunda teşvik edilmelidir. Gerekli görüldüğü takdirde psikolog desteği geciktirilmeden alınmalıdır” açıklamasında bulundu.