HÜZÜN ÇİÇEĞİ: GELİNCİK

Hüznü sembolize eden gelincik çiçeğinin hikayesi çok eskilere dayanır. Eski Türk gelinlerinin kırmızı gelinlik giymesi, kızların küçük yaşta evlendirilmeleri ve onların güzelliği, bu narin çiçeğin güzelliğine benzetilmiştir. Gelincik ismi kelimenin de çağrıştırdığı gibi halk ağzındaki ‘küçük gelin’ anlamındadır. Gelinciğin yapraklarının tül kadar ince oluşu ise gelin duvağını duvağına benzetilmiştir.

Gelincik çiçeği genellikle kan kırmızısıdır, nadiren de siyah renkte açar. Gelincik, narin yapısıyla birbirini seven fakat ayrılmış sevgililere benzetilir ve ömrü kısadır. Nazlıdır gelincik, dokunursan yaprakları dağılır, kopartırsan ölür. Hüzün çiçeği olarak bilinen, hüzün anlamı taşıyan gelincik, kavuşamayan aşıkların çiçeğidir.

Gelinciği kopardığınızda onun için yok oluş süreci başlar, çok kısa bir süre sonra canlılığı yitirip solma emareleri gözükür, aşık da sevdiğinden ayrıldığında gelincik çiçeği gibi sararıp, solar. Gelinciklerin topraktan belirli aralıklarla bitmesi, sevip de kavuşamamayı da simgeler. Sevdiğine kavuşamayan aşık da bir müddet sonra, çaresizlikle aynı gelincikte olduğu gibi boynunu büker, kaderine razı olur. Gelincik çiçeği kavuşması imkânsız aşkları ifade eder.

Gelincik, insan ömrü gibidir. Dünü vardır, yaşamıştır, bugünü vardır, yaşıyordur ama yarını belli değildir. Gelinciğin narin yapısı gereği çiçek yaprakları en ufak bir rüzgârda bile savrulup dağılır. Bu nedenle gelincik hassastır, ilgi ister, naziktir sert davranmaya gelmez. Hassas kişiler de çok küçük kırıcı bir olaydan çabuk etkilenip yara alır. Bu hassas yapısı nedeniyle gelincik çiçeği hassas insanlarla bağdaştırılır, zarifliği ile de zarafeti ve naifliği temsil eder.

Eskiden Romalılar âşık olan ve kara sevdaya düşenlere gelincikten yaptıkları içeceklerden verirlermiş ve bu içeceğin aşk acısını hafifleteceğini düşünürlermiş. Batı uygarlıklarında; kan kırmızısı renkleri ile ölümden sonra yeniden hayata gelişi sembolize ederler. Gelincikler aynı zamanda kendini feda etmenin sembolü olarak da tasvir edilirler.

Türkiye'nin neredeyse her bölgesinde kolayca yetişen gelincik çiçeği, bazı şehirlerde daha sık rastlanır. Konya, Amasya, Bolu, İstanbul, Erzurum, Antalya, Adana gibi şehirlerde daha sık görülmektedir. Çorak yamaçta oraya buraya gelişigüzel serpiştirilmişçesine yayılırlar. Çorak, taşlık arazide sanki birer küçük alev gibi parlarlar, kıpkırmızı renkleriyle çok uzaklardan fark edilirler.