Ali Başaran, güneş ışığından yoksunluğun bağışıklık sistemini zayıflattığını söyledi. Canlıların yaşamlarını sürdürebilmesi için güneşin enerjisine, ısısına, ışığına ihtiyacı olduğunu aktaran Başaran, "Güneşli havalarda mutluluk hormonu seviyesi artar. Daha enerjik oluruz. Güneş ışığı D vitamini sentezini artırır. D vitamini kan dolaşımındaki serbest kalsiyumun kemiklere tutunmasını sağlar. Daha güçlü, sağlıklı kemiklere sahip oluruz. Cilt hastalıklarının (sedef, akne, egzama gibi) bazı tiplerinde tedaviye destek olur. Bronz ten sağlar. Güneş ışığından yoksunluk, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur. Bu yoksunluk beraberinde Alzheimer, kemik erimesi, depresyon, kronik yorgunluk gibi hastalıklara kişiyi yatkın hale getirebilir" diye konuştu. GÜNEŞTE FAZLA KALMAYIN Güneşten ışınlarının faydaları olduğu kadar zararları da olduğunu aktaran Başaran, açıklamalarına şöyle devam etti: “Peki hem güneşten yararlanacağız hem de zararlarından korunacağız. Bunu nasıl sağlayacağız? Bilinçlenmemiz ve bana bir şey olmaz düşüncesinden arınmamız gerekiyor. Sağlıklı, aynı zamanda bilinçli yaşamı ilke edinmeliyiz. Güneşin olumlu etkilerinden yararlanmak için ışınların eğik geldiği saatlerde sabah-akşam yarımşar saatlik güneşlenme yeterlidir. En dik geldiği zaman aralığında (10.00-15.00) güneşte kalmamaya özen göstermeliyiz. Azı karar, çoğu zarar ilkesi burada da geçerlidir. Güneşlenme esnasında şapka, gözlük takılmalı iyi seçilmiş güneş koruyucuları cömertçe kullanmalıyız." AÇIK TENLİLER DİKKAT Uzun veya aralıklı güneş ışığına maruz kalmış kişilerde cilt kanseri riskinin arttığını anlatan Uz. Dr. Ali Rıza Başaran, açık renk gözlü, kızıl-sarı saçlı veya kolaylıkla güneş yanığı gelişebilen cilt tiplerinde cilt kanserine yakalanma riskinin arttığını belirtti. Uz.Dr. Ali Rıza Başaran, şöyle devam etti: “Uzun süre veya aralıklı olarak yoğun güneş ışığına maruz kalmış kişilerde cilt kanseri riski oldukça yüksektir. Cilt kanserinde risk taşıyan diğer riskli gruplar ise şunlardır: Açık tenli, açık renk gözlü, kızıl-sarı saçlı veya kolaylıkla güneş yanığı gelişebilen cilt tipine sahip kişilerin cilt kanserine yakalanma riski diğerlerine göre daha yüksektir. Uzun süre veya aralıklı olarak yoğun güneş ışığına maruz kalmış kişilerde risk oldukça yükselir. Ailesinde cilt kanseri olan kişiler normal popülâsyona göre 2 kat daha fazla risk taşır." BUNLARA DİKKAT EDİN Cildi düzenli korumak adına yapılması gerekenlerden bahseden Başaran, şu önerilerde bulundu: “Cildinizi düzenli olarak kontrol edin ve gerekiyorsa bir aile ferdinden yardım isteyin. Ayda bir kez gövdenizi, kol ve bacak, avuç içi ve ayak tabanlarına bakın. Saçlı derinizi ve sırtınızı aynayla kontrol edin. Cildinizi korumak için kozmetik ürünlerin son kullanma tarihine dikkat edin. Son kullanma tarihi, ürünün zamanla bozulup cildinize zarar vermesini önlemek için konulmuştur. Aldığınız ürünün üzerinde son kullanma tarihi yoksa raf ömrünün 3 yıl olduğunu unutmayın. Sıcak ortamda bırakılmışlarsa bu sürenin kısaldığını da aklınızda tutun. Kullandığınız hormon ilaçları, antibiyotik, tansiyon, kolesterol, diyabet veya ağrı kesici gibi ilaçlar güneşe hassasiyeti artırıyorsa, nasıl bir önlem almanız gerektiği konusunda doktorunuzdan bilgi alın."