Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Adem Sarı, Yavuz Sarı ile yakınları ve avukatları katıldı. Adem Sarı savunmasında, FETÖ’yle bir bağlantısı olmadığını, bu nedenle etkin pişmanlıktan faydalanmak istemediğini söyledi. MASAK ve bilirkişi raporuna karşı teknik açıklamalar yapacağı için savunmasının kaydedilmesini talep etmesi üzerine Sarı’nın savunması Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile alındı. Kardeşi Kadir Sarı’nın firari kayınpederi Hasan Yılmaz’ın örgütün kapatılan Rasanet Vakfı başkanı, firari kayınbiraderi Ammar Yılmaz’ın FETÖ’nün Antalya’da ileri gelenlerinden olduğunu kaydeden Sarı, kardeşinin de bu akrabalık ilişkilerinden dolayı söz konusu yapıya yakın durduğunu ileri sürdü. Kardeşinin 2015’te örgütün okullarından Toros Koleji’ne ortak olmasından sonra şirketlerin zarar göreceği gerekçesiyle hisselerini devretmesini istediklerini iddia eden Sarı, Haziran 2015’te de kardeşinin şirket hisselerini aldıklarını söyledi. Üzerine atılı örgüt üyeliği suçlamalarını kabul etmeyen Adem Sarı, tahliye ve beraatınr talep etti. Sanık Yavuz Sarı ise FETÖ üyesi olduğuna dair suçlamaları kabul etmediğini, bu nedenle etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istemediğini belirtti. Şirket hesaplarına ilişkin açıklamayı ağabeyi Adem Sarı’nın ayrıntılı anlattığını ifade eden Sarı, kardeşinin ifadelerine katıldığını, beraat veya tahliyesine karar verilmesini istedi. Tanık olarak dinlenen şirketi muhasebecisi H.Ç., 2002-2012 yılları arasında sanıkların sahibi oldukları Sarılar İnşaat A.Ş’de çalıştığını, şirketin borç ödemelerini çevirmede sıkıntı yaşadıkları dönemlerde yakın çevre ve şirketlerden borç alınıp daha sonra geri ödemesinin yapıldığını anlattı. 2006-2007’de patronu Yavuz Sarı’nın şirket çalışanlarına Zaman gazetesine abone olmasını söylediğini anlatan Ç., “Abonelik ücretinde de bize destek vereceğini söyledi. Biz de hatırladığım kadarıyla 2 yıl kadar abone olduk. Abonelik ücretlerini bazen kendisi ödedi. Bu hatırladığım olay 2012 öncesine aittir” diye konuştu. Mahkeme heyeti, mevcut delil durumu, tutuklu kaldıkları süre göz önüne alınarak, sanıklar hakkında bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yeterli olacağı kanaatiyle yurt dışı çıkış yasağı uygulayarak, ayrı ayrı 250 bin lira kefaletle tahliyelerine karar verdi.