Serik'te yaşayan bir kişi, çocukluğunda yaşadığı konar göçer dönemden bu yana kullandıkları eşyaları saklayarak evini Yörük Türkmen Müzesi haline getirdi. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan 66 yaşındaki Ali Kara, çocukluğunda yaz aylarında yayla, kış aylarında da kışlak olarak sahile indikleri konar göçer dönemden bu yana kullandıkları eşyaları saklayarak evini Yörük Türkmen Müzesi haline getirdi. Eski yaşam tarzına özlem duyan ve konar göçer yaşam dönemi görmeyenlerin ilgisini çektiği birçok eşyanın bulunduğu evin ziyaretçilere açık olduğunu ifade eden Ali Kara, kahve kavurma cezvesine kadar kendi kullandıkları eşyaları çöp değil kültür mirası olarak saklamayı tercih ettiğini ve gelecek nesillere öğretilmesi gerektiğini söyledi. Istar denilen kilim dokuma tezgahı, hokka denilen ölçü aleti terazi, yün eğirerek ip haline getiren kirmen ve çıkrık, at arabası ile kağnı tekerleri, ibrik, kazan, çanak, çakı, gramafon, kamçı, eğer, değirmen taşı, süt makinesi, dibek tokmağı, yay, heybe, kilim, keçe, tüfek, çamaşır tokucu, örs, makas, kırklık olarak bilinen koyun yünü ve keçi kılı kesme makası, çan, kapan gibi çok sayıda kendi elleriyle ahşaptan oyarak ve demirden döverek yaptıkları eşyaları akrabaların da getirdiğini belirten Ali Kara, aynı zamanda kalaycılık işi de yapıyor. 'Bunlar dedelerimizin hatıraları' Ali Kara "Ebelerimizden dedelerimizden kalan eşyaları çöpe atmaktansa toparlayayım bir kıyıya koyayım dedim. Göç yaptık develer güttük hepsini kullandık. Çark kullandık süt makinesi kullandık. Bunlar ebelerimizin dedelerimizin hatıraları. Gelenler 'müzelerde şölenlerde gördük ama evde daha çok dikkatimizi çekiyor' diyorlar. Yerinde görmek daha güzel. Eskiden pınarın başında toplanılırdı çamaşırlar sabunla külle yıkanırdı, şimdi çamaşır makinesinde yıkanıyor. Bu hayatımızı gençlerimize tanıtalım" dedi.