Olay, 24 Eylül 2019’da saat 07.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Demircikara Mahallesi 1771 Sokak'taki tek katlı müstakil evde meydana geldi. Sabah saatlerinde uyanan Y.B., odasının kapısının kilitli olduğunu fark etti. Annesine seslenmesine rağmen cevap alamayan küçük çocuk, kapının kilidini kırıp odadan çıktı. Annesini salonda hareketsiz gören Y.B., hemen ninesi Rabia Yörük'ün yanına gidip yardım etmesini istedi. Eve gelen komşular kadını kanlar içinde görünce 112 Acil Çağrı Merkezi'nden yardım istedi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri İnan Berrak'ın öldüğünü belirledi. Polis ekipleri yaptıkları incelemede İnan Berrak'ın göğsünden 2 bıçak darbesiyle öldürüldüğünü tespit etti. Polis, İnan Berrak'ın eşi M.B. ve kardeşi emekli infaz koruma memuru olan H.B.'yi gözaltına altı. M.B. ve kardeşi H.B., Antalya 1'inci Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı. H.B., tutukluluğa yapılan itirazın ardından 3 ay sonra kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla tahliye oldu. TASARLAYARAK ÖLDÜRMEDEN YARGILANACAK Sanık M.B. hakkında hazırlanan iddianame, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianame, M.B. hakkında, 'kendisini savunamayacak yakın akrabayı tasarlayarak öldürme suçu'ndan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle hazırlandı. Aynı zamanda tahliye edilen H.B. için de ek iddianame hazırlandı. İddianamede, 'Engelli maktule yönelik kasten öldürme suçunu kardeşi şüpheli M.B. ile birlikte tasarlayarak, gece yarısı maktulün evine birlikte gitmek sureti ile maktulün en savunmasız olduğu ve kimsenin duymayacağı bir zaman diliminde maktulü bıçaklamak suretiyle öldürdükleri ve meydana gelen bu ölüm olayında şüphelinin de sorumlu tutulması gerektiğinden hakkında kamu davası açma gereği hasıl olmuştur' ifadeleri kullanıldı. Maktulün yüzde 65 civarında engelli olduğunun ifade edildiği iddianamede, yürümekte ve konuşmakta zorlandığı kaydedildi. DEFALARCA BIÇAKLAYIP ÖLDÜRDÜ, HIRSIZLIK SÜSÜ VERDİ İnan Berrak’ın yaşadığı evin, 2B arazisine kurulu olduğunun anlatıldığı iddianamede, “Şüphelinin iddiasına göre ev, annesinden kendisine kaldı. Eşi olan maktul buraya elektrik-su aboneliğini yaptırarak, çıkabilecek tapuyu kendi üzerine yaptırmak istedi. Bu nedenle maktul ile şüpheli arasında ve ağabeyi H.B. arasında hadiseden önce de pek çok kez tartışma oldu. Gerek şüpheli, gerekse H.B. maktule yönelik hakaret ve tehdit eylemlerinde bulundu. Şüpheli hakkında da birkaç kez evden uzaklaştırma kararı verildi. Şüpheli eşine yönelik şiddet eyleminden dolayı ceza evine girdi, eşine yönelik hakaret ve tehdit eylemlerini devam ettirdi. Olaydan bir gün önce sanık eşini cep telefonu ile arayıp, 'Pazartesi günü bu iş bitecek. Ben yeniden ceza evine döneceğim' dedi. Olay günü şüpheli, Serik ilçesinde sevgilisinin evine gidip üzerini değiştirdi. Cep telefonunu da Serik'te bırakıp gece yarısı eşinin Antalya'daki evine geldi. Üzerindeki anahtar ile kapıyı açıp içeri girdi. Maktulle karşılaştı. Salona geçip konuşmaya başladılar. Şüpheli uyuyan oğlunun odasının kapısını kilitledikten sonra eşini göğüs bölgesinden defalarca bıçaklayıp öldürdü. Sonra da hırsızlık izlenimi vermek için, çocuğunun odası da dahil evin her tarafını dağıttı. Hatta televizyonu antreye çıkarıp, götürmeye fırsat bulamamış hırsız izlenimi verdi. Sonrasında da evin 400-500 metre ilerisine park ettiği aracına binip Serik ilçesine geri döndü” ifadeleri kullanıldı. “DİKLENEREK, 'BENİ Mİ VURACAKSIN' DEDİ” İddianamede savcılık ifadesi yer alan sanık M.B., maktul ile 12 yıldır evliliği olduğunu ve ara ara kavgalarının olduğunu söyledi. M.B., “Yaklaşık 1 yıldır maktulden ayrı yaşıyorum. Maktulün oturduğu ev, dedem ve ninemden bana kalmadır. Maktul burayı kendi üzerine yapmak istiyordu. Bu nedenle de sık sık tartışırdık. Olay günü de bir arkadaşıma ait araçla eve gittim. Ev konusu açıldı ve tartışma yaşadık. Eşim ölmüş babamın mezarına küfredince, ben de dayanamadım. Mutfaktan bir bıçak alıp oturma odasına gittim. Eşim elimdeki bıçağı görünce, üzerindeki kıyafetleri yukarıya doğru kaldırarak, karın ve göğsü açık olacak şekilde bana diklenerek, 'beni mi vuracaksın' dedi. Ben de elimdeki bıçakla göğüs kısmına birkaç kez vurdum. Eşim yerde hareketsiz kaldı. Bıçağı yıkayıp, mutfak tezgahının üzerine koydum. Oğlumun kapısı kapalıydı. Uyanmadı. Çünkü çok fazla patırtı, gürültü olmadı. Sonra hırsızlık süsü vermek için ortalığı dağıttım. Sonrasında oğlumun kapısını kilitleyerek, evden ayrıldım” dedi. “ANNEMİN KARNINDA KAN VARDI” İnan Berrak’ın oğlu Y.B.’nin de pedagog eşliğinde ifadesi alındı. Sanık M.B.’nin gece saatlerinde evi gözetlediğini anlatan Y.B., “Amcam da anneme yönelik şiddet sebebiyle evimizden uzaklaştırma cezası aldı. Olay günü annemle evdeydim. Bir ara ninem gelip gitti. Akşam evimizde misafir yoktu. Benim uykum geldiğinde yatak odasına gittim. Yatağı annemle birlikte paylaşırız. Çünkü benim ayrı bir odam yoktur. Annem de film ve dizi izledikten sonra yanıma gelir uyur. Gece bir ara yatak odasının kapısının amcam tarafından kitlendiğini gördüm. Uykum ağır olduğu için hayal gördüğümü zannedip uykuya daldım. Evde gürültü duymadım. Babamı evimizde görmedim. Sabah kalktığımda annem yanımda yoktu, kapı da kilitliydi. Kapıyı açamadım ancak askılığın ucunu kapının altından sokarak kapıyı açtım. Evin eşyalarının dağıldığını gördüm. Annemin karnında kan vardı. Hemen bitişiğimizdeki anneanneme haber verdim. Ben annemin, babam ve amcam tarafından öldürüldüğünü düşünüyorum” diye konuştu.