Alanya

Eğitim-Sen Alanya: “Karanlığa teslim olmayız”

Eğitim-Sen Alanya Şubesi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği merkez PTT önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Grup adına açıklama yapan Eğitim-Sen Alanya Şube Başkanı Ali Koca, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenleri ayrıştıracağına dikkat çekti.

Koca açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Bugün 12 Eylül 1980’de gerçekleştirilen darbenin yıldönümü. 12 Eylül 1980 darbesi Türkiye’nin dönüm noktası oldu. Aralarında TÖB DER, DİSK gibi emek örgütlerinin de olduğu ülkenin ilerici aydınlık gelecek hedefleri olan kurumları kapatıldı. Yüzbinlerce insan gözaltına alındı, işkence edildi. Ülkenin bugünkü siyasal atmosferi, eğitimin bugünkü gerici içeriği 12 Eylül darbesi sonrası oluşturuldu. Eğitim emekçilerinin sorunlarını kamuoyu ile paylaşmak ve ÖMK risklerini Milli Eğitim Bakanını uyarmak için 8 Eylülde Ankara’da bakanlık önünde yapmak istediğimiz en demokratik hakkımız olan basın açıklaması hukuksuz bir şekilde engellenmiş ve eğitim emekçilerine şiddet uygulanmıştır. Eğitim Sen genel merkezi polis tarafından ablukaya alınmış ve illerden Ankara’ya gelen şube başkanlarımız ve MYK üyelerimiz keyfi olarak genel merkezde zorla tutulmuşlardır. Bu tutumu kınıyoruz. Her türlü baskıya rağmen Eğitim Sen basın açıklamasını gerçekleştirmiş ve düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmıştır. Öğretmenlik Meslek Kanunu öğretmenleri ayrıştıracaktır. Dayanışmayı değil rekabeti beraberinde getirecek. Aynı derse giren öğretmenler arasında ücret farklılıkları yaratacak. Kısacası öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıracaktır. Bu kanun hemen geri çekilmeli ve eğitim emekçilerine uygulanan zulüm sona erdirilmelidir. Bütün eğitim emekçilerinin yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret almaları sağlanmalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, aynı işi yapan öğretenlere farklı maaş uygulamasını meşrulaştırmaya çalışarak öğretmenler arasında eşitsizliğe yol açan; öğretmenleri, uzman öğretmen ve başöğretmen gibi sıfatlarla ayrıştıran bir düzenlemedir. Oysa tüm öğretmenlerin asıl beklentisi, güvenceli iş, eşit işe eşit ücret, mesleki itibar, saygıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile merkezi yazılı sınavı kaldırılmış yerine “Adaylık Değerlendirme Komisyonu” oluşturulmuş böylece ayrımcılığa yol açacak keyfi ve baskıcı bir süreç başlatılmıştır. Öğretmenlik Meslek Kanunu “sınavsız kariyer olmaz” diyor. Bizler ekonomik krizin derinleştiği ve eğitim emekçilerinin enflasyon karşısında ezildiği bu dönemde ekonomik taleplerimizle ve özlük haklarımızın kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesini asla kabul etmeyeceğiz.

‘EĞİTİM SİSTEMİMİZ AYRIMCI VE KUTUPLAŞTIRICIDIR’

Müfredat en temel bilimsel kanunlara bile yer vermemekte ve tümü ile hurafeyi ve gericiliği rehber edinmektedir. Hiçbir dönemde tam anlamı ile laik olmamış olan sistem son yıllarda laikliğin kırıntılarını bile ortadan kaldırmıştır. Eğitim sistemi tam anlamı ile Türk-İslam sentezine uygun erkek egemen anlayışına uygun, kindar ve dindar nesiller yetiştirmeyi hedeflemektedir. Farklı inanç grupları ve Alevilik, zorunlu din dersleri ve her biri din dersine çevrilmiş olan diğer dersler aracılığı ile yıllardır asimile edilmektedirler. Evrensel Hukuka ve Evrensel İnsan Hakları ilkelerine aykırıdır. Zorunlu din dersleri meselesi toplumun ortak meselesidir. Eğitim hizmeti kamusal bir hizmet olarak herkese parasız olarak verilmeli ve fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Ders kitaplarındaki nefret söylemleri acilen ayıklanmalıdır. Eğitimin her kademesinde, barış, sevgi, vicdan, empati, saygı, çevre gibi değerler ayrı birer ders olarak okutulmalıdır. Eğitim sistemi her yönü ile demokratikleştirilmeli, velilerin, öğrencilerin ve tabi ki eğitim emekçilerinin söz, yetki ve karar sahibi olduğu bir düzenleme anayasal güvence altına alınmalıdır. Üniversiteler özgür olmalı, YÖK ve kalıntıları kapatılmalı, öğretim görevlileri özerk yönetimlerini öğrencileri ile belirlemelidir. Kayyum anlayışına son verilmeli ve üniversiteler özgür olmalıdır. Eğitimin her aşaması laiklik ilkesi ile yürütülmeli ve asla laiklikten uzaklaşılmamalıdır. Ülkemizde yaşayan hiçbir çocuk, dilinden, inancından, milliyetinden, memleketinden ve cinsiyetinden dolayı horlanmamalı ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulmamalıdır. Parasız, çağdaş, laik, demokratik, bilimsel ve ana dilinde eğitim mücadelemizi bu dönemde artırarak sürdüreceğimizi beyan ediyoruz. Gelin Canlar Bir Olalım. En değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın geleceğini karartan ve fırsat eşitliğinden uzak, asimilasyoncu, ırkçı, gerici eğitim sistemine karşı hep birlikte karşı duralım. Çocuklarımız hepimizin ortak geleceğidir ve hiçbirimiz karanlığa seyirci kalamayız. Karanlığa teslim olmayacağız.