Fikir işçisi kadınların ağır sorumluluk ve iş yükü altında olduğuna dikkat çeken Coşkun, "Kadınlar şiddete uğruyor, kadınlar öldürülüyor, kadınlar dinsel baskılarla sosyal yaşamdan uzak tutulmak isteniyor. Erkeklerin dizayn ettiği sistem içinde varlık göstermek, birey olabilmek için daha çok çalışıyor. Tüm bunlar içinde hayatın her alanında farklı zorluklar yaşayan kadın gazeteciler ise, düşünce ve eylemlerinden dolayı yargılanıyor. Kadın gazeteciler ifade özgürlüğü düzeyinde kendi haklarını savunurken, bununla ilgili yazı yazıp, haber yaparken, söylediklerinin doğruluğu ya da gerçekliğinden ziyade cinsiyetçi yaklaşımla değerlendiriliyor, eleştiriliyorlar. Medyada kullanılan eril dilin ağırlığı altında kalıyorlar çoğu zaman. Evrensel normlarda mesleğini yapmak isteyen tüm kadın gazeteciler için 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü büyük anlam taşıyor” dedi. “KADINLAR BİRBİRLERİ İÇİN DAYANIŞMA İLE ÇALIŞIYOR” Açıklamasında deprem bölgesinde yaşayan ya da bölgeden ayrılmak zorunda kalan kadın emekçilerin sorunlarına da dikkat çeken Coşkun, "Bu yıl 8 Mart sadece emeğin temsili anlamında değil, kadınların emekle dayanışması açısından da anlamlı. Deprem bölgesinin emekçi kadınları ile mağdur kadınlar ve yardıma hazır kadınlar birbirleri için dayanışma ile çalışıyor. Yaraların sarılması için her zamankinden daha çok bir araya geliyor" diye konuştu. Coşkun, kadınların şiddet, eşitsizlik, ayrımcılık gibi insanlık dışı uygulamalara maruz kalmadığı, ‘erkek egemen’ toplum yerine tüm insanların anayasal hak ve güvence zırhıyla yaşamını sürdürmesi dileği ile başta kadın gazeteciler olmak üzere tüm kadınların gününü kutladı.