18 yıl önce kurulan ve Anadolu danslarını günümüz figürleriyle geliştiren Anadolu Ateşi Dans Topluluğu, gösterilerini bir dönem dünyaca ünlü Aspendos Antik Tiyatrosu’nda gerçekleştirdi. 2008 yılında 2 bin yıllık antik tiyatronun restorasyon işlemleri başlatılınca, Anadolu Ateşi’nin gösterileri durduruldu. Bunun üzerine Aspendos Antik Tiyatrosu’na yakın bir bölgede kiralanan alanda 1300 metrekarelik sahnesi ve 5 bin kişilik oturma kapasitesiyle Aspendos Arena kuruldu. Serik ilçesine bağlı Belkıs Mahallesi’nde 11 yıldır faliyet gösteren Aspendos Arena, mülk sahibiyle yaşanılan anlaşmazlık yüzünden buradan da tahliye olma durumuyla karşı karşıya kaldı. Aspendos Arena’nın kaldırılmasını istemeyen bölge halkı, arenanın bölgede kalması için bine yakın imza toplayarak, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına ara buluculuk başvurusu yapacak. Aynı zamanda vatandaşlar dansçılarla bir araya gelerek, tiyatro sahnesine çıktı ve ‘Biz buranın kapatılmasını istemiyoruz’ diyerek yetkililerden yardım istedi. “Kapanmasın” Arenanın kapanmaması için çalıştıklarını söyleyen vatandaşlardan Kadir Kolcu, “Vatandaşlarımız buraya gelenlerden ekmek yiyor, çalışmak istiyorlar. Kapanmasın. Burayı tanıtalım, herkes görsün. Buraya yerli yabancı turist geliyor. Kapanır mı böyle bir kültür mekanı" diye konuştu. “Elimizi taşın altına koyalım” Mahallede bulunan arenayı kapattırmamak için, ellerinden geleni yapacaklarını ifade eden Kadir Küçükmacar, çok sayıda vatandaşın bu arenada çalıştığını söyledi. Küçükmacar, “Vatandaş buradan yararlanıyor. 5 sene azalık yaptım, elimden gelen faydayı sağladım. Şimdi, ‘kapanacak’ diyorlar. Neden kapanacak ki? Elimizi taşın altına koyalım ve burayı kapattırmayalım” dedi. Aspendos Arena’da gözleme yaparak para kazandıklarını dile getiren Fatma Demir de arenanın kapanmaması için yetkililere çağrıda bulundu. “Buradan Antalya turizmi faydalanıyor” Anadolu Ateşi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Erdoğan ise Aspendos Arena’nın Aspendos’taki antik dokuya zarar vermemek için hazırlanan bir yapı olduğuna dikkat çekti. 2008 yılından bu yana milyonlarca seyirci ağırladıklarını vurgulayan Erdoğan, Antalya’ya gelen her yabancı konuğun izlemesi gereken etkinlikler arasında birinci sırada Anadolu Ateşi’nin yer aldığını belirtti. Erdoğan şöyle devam etti: “Öyle olmaya da devam ediyor. Biz burada eskiden mısır tarlası olan bir yeri kiraladık ve burada çalışmaya başladık. Ama zaman içerisinde arsa sahibinin uzlaşmaz tutumu yüzünden bir tıkanma noktasına geldik. Onları da anlayışla karşılıyoruz, kendi arazileri. Arsa sahibi tarafından hiçbir önerimize olumlu yaklaşılmadı. Maksat, tarım yapmaksa hemen bitişimizdeki arsayı alıp size verelim dedik onu da kabul etmediler. Bize hep kabul edilemez talepler ile gelindi. Şu anda bu tiyatronun durumu ile ilgili Kültür Bakanlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Serik Belediyesinin bilgisi var. İstenildiğinde bir çözüm bulunabilir. Bu 3 kurumdan birisi arabulucu olabilir. Çözüm de şu olabilir. Buranın kültür sanat alanı olarak ilan edilmesi, kalıcı hale gelmesi ve burada etkinliklerimizin sürmesi. Buradan sadece Anadolu Ateşi faydalanmıyor. Buradan Antalya turizmi, Türkiye turizmi faydalanıyor. Türkiye’ye geldiklerinde izleyebilecekleri bir sanat eserini onlara sunuyoruz.” “Dansçılarımızla beraber inşa ettik” Taleplerinin, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığının bir araya gelerek, bu duruma çözüm bulmaları olduğunu kaydeden Mustafa Erdoğan şöyle devam etti: “Burası bizim evimiz oldu. Biz burada dans ediyoruz. Biz burada gösteri yapıyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir’den gelip buraya yerleşenler var. Serik’te, Antalya’da yaşayan ve yerleşmiş sadece bu iş için gelmiş arkadaşlarımız var. Antalya bizim merkezimiz gibi. Senede 6 ay burada gösteri yapıyoruz. Kalan 6 ayda yurt dışında ya da eş zamanlı dünyanın her tarafında gösteri yapıyoruz. Şu anda bizim Paris, Şili ve Çin’de tanıtımımız var. Kendi ülkemizde böyle bir şey ile karşılaşmak gerçekten utanç verici. Sahip çıkılmalı. Halk yanımızda isteriz ki yetkililerde bu konuda bir müdahalede bulunsunlar. Biz burayı 5’er yıllık sürelerle kira sözleşmesini uzatmıştık 12'nci yılımıza geldik ve belli bir noktada tıkandık. Mülk sahibi kabul edilemez taleplerle geldiği içinde anlaşamıyoruz. Uzlaşmak ve anlaşmak da istemiyorlar zaten. Bu yapının da taşınması kolay bir şey değil. Biz burayı dansçılarımızla birlikte inşa ettik”