Alanya'nın Payallar Mahallesi'nde ruhsatsız faaliyet gösteren bir turizm tesisinin bodrum katında çıkan küçük çaplı yangın, Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi ve Alanya Belediyesi ekiplerinin hızlı müdahalesiyle kontrol altına alındı. Yangında can kaybı veya ciddi yapısal hasar meydana gelmedi.
Yangının çıktığı tesisin yıllardır ruhsatsız olarak faaliyet gösterdiği, defalarca mühürlenmesine rağmen yasalara aykırı şekilde işletilmeye devam ettiği öğrenildi. Alanya Belediyesi, yangın sonrası yaptığı açıklamada, tesis hakkında bugüne kadar alınan idari ve yasal önlemlerin yetersiz kaldığına ve daha bütüncül bir mücadele gerektiğine dikkat çekti.
RUHSATSIZ YAPILAŞMA VE SÜREGELEN FAALİYETLER
Alanya Belediyesi'nin açıklamasına göre, söz konusu tesis, 11 Aralık 2015 tarihli yapı ruhsatına uygun olmaması nedeniyle hiçbir zaman yasal işletme ruhsatı alamadı. Mevcut yapının inşası sırasında projeye aykırı olarak yaklaşık 10.000 metrekare fazladan kapalı alan oluşturulduğu, oda sayısı ve fonksiyon dağılımlarının değiştirildiği belirtildi. Ayrıca, imar planında "günübirlik tesis alanı" olarak ayrılan bölümlerin de hukuka aykırı şekilde yapılaşmaya konu edildiği vurgulandı.
MÜHÜR FEKKİ VAKALARI VE YASAL SÜREÇTEKİ GECİKMELER
Tesis hakkında önceki belediye döneminde 31 adet mühür fekki işlemi tespit edilirken, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri sonrası ise 80 adet mühür fekki işlemi daha belirlendi. Toplamda 111 mühür fekki vakası için Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğu ifade edildi.
Alanya Belediyesi, tüm uyarılara, Belediye Encümen kararlarına, mühürlemelere ve yasal işlemlere rağmen tesisin aralıklarla ve ısrarla fiili faaliyet yürütmeye devam ettiğini ve yangının da bu faaliyetlerin sürdüğü bir dönemde çıktığını açıkladı. Belediye, imar aykırılıklarının giderilmesi, kaçak yapılaşmanın durdurulması ve kamu güvenliğinin sağlanması amacıyla defalarca işlem tesis edildiğini belirtti.
BELEDİYEDEN ORTAK DENETİM ÇAĞRISI
Yangın olayı sonrası yapılan bu açıklama, yerel idarenin uyguladığı yaptırımların yanında, ilgili yargı ve merkezi idare mercilerinin de daha güçlü ve caydırıcı bir ortak denetim sürecini işletmesi gerektiği yönündeki ihtiyacı bir kez daha gözler önüne serdi.