Sağlık

Alanya’da hekimler yine işi bırakıyor

Türk Tabipleri Birliği yaptığı çağrıda, “Tüm hekimleri, sağlık emek-meslek örgütlerinin tüm bileşenlerini 15 Haziran'da 1 günlük iş bırakmaya davet ediyoruz” dedi. Alanya’da da sağlık emekçileri yarın iş bırakacak.

Eylemle ilgili açıklamalarda bulunan Hekim Birliği Sendikası Alanya temsilcisi Dr. Mehmet Ulusan, şu ifadelere yer verdi:

“Hekimler son yıllarda ekonomik kayıplarla, özlük haklarının gasp edilmesiyle, itibarsızlaştırılmayla, düşük emekli maaşları nedeniyle emekli olamama yada emeklilikte işyeri hekimliği gibi işler yapmak zorunda bırakılmakla, İnsafsızca uygulanan malpraktis tazminatlarıyla, bir mülteci gibi yurt dışına gitmek zorunda bırakılmakla karşı karşıyadır.

Kemiğin bıçağa dayandığı noktada hekimlerde hak arama mücadelesine girmiştir. Hekimlerin hak arama tarihinde 1 aralık 2021 ile başlayan ve günümüze uzanan süreç önemlidir.  Hekimlerin haklı feryadını duyan bakanlık aralıkta bir dizi maaş ve özlük hakkı düzeltmesine gitmiş, hekimleride denk meslekler seviyesine çıkaramasa da bir nebze iyileştirme sağlayan yasayı mecliste kabul ettirmiştir. Fakat bakanlık içinde organize olmuş bir takım sendikaların(!) adeta bakanlığı basıp doktorun elde edeceği bu kısmi düzelmeyi  engellenmiş yasa yürürlüğe girememiştir. Doktorların söz sahibi olmadığı Yardımcı sağlık personelinin yönetiminde olan sendika ve STK lar ile doktorların haklarını almasının mümkün olmadığı anlaşıldığı için öznesi hekim olan sendikalar kurulmuş,  hızla üye sayıları artmıştır. Yapılan çok sayıda sosyal medya organizasyonu ile 1.2. ve 3. Basamakta çalışan hekimler kaynaşmış birbirilerinin sorunlarının çözümü için yek vücut olmuştur.

Şubat 2022 de hekim örgütleri hekimler tarafından tanınmaya başlanmış, apolitik, dini ve siyasi konulardan uzak tek ortak paydası hekim hakları olan organizasyonlar oldukları anlaşılmıştır. Bu süreçte bakanlık ve cumhurbaşkanlığı kurumları ile of record toplantılar yapılmış hekimlerin son derece makul talepleri aktarılmıştır.

Mart 2022 de sayın cumhurbaşkanı çözümün bir parçası olmak yerine Hekimleri aşağılamış  ‘’Giderlerse gitsinler’’ tarzında çirkin bir üslupla adeta kovmuş, toplum nazarında küçük düşürmeye çalışmıştır.  Bu tavır karşısından hekimler daha da kenetlenmiş ve 14-15-16 Mart eylemlerinde muazzam katılım olmuştur. Her ne kadar medya kanalları siyasi kaygı ile bu eylemleri haber yapmaktan kaçınsa da eylemler toplumun her segmentinde yankı bulmuştur. Doktorlar umut ile bakanlıktan çözüm beklemiş, çözüm için süre vermiştir. Bakanlık ise sürekli yaydığı dezenformatif bilgiler ile hekimlere umut vadetmiş, birçok sorunun çözüleceği  konusunda doktorları .Bizzat Bakan tarafından hekimler ile ilgili iyileştirmelerin haziran ayında olacağı defaatle söylenmiştir.  Doktorlar haklı bir umutla beklemeye başlamıştır.

Haziran ayında 375 sayılı kanun teklifi görüldüğünde tüm hekimler için büyük bir hayal kırıklığı olmuştur. Bırakın vaat edilen düzelmeyi,  aralık ayında meclise sunulan tekliften dahi  %70 geridedir. 33000-40000 çarpan ile emekli olmayı beklerken ( ki bir çok devlet çalışanı bunun üzerinde emekli olabilirken, doktorlar valilerden çok emekli maşı alacak diye demagoji malzemesi yapılmıştı) 20000-26000 çarpan ile emeklilik ön görülmüş, çoğu emeklinin maaş artışı birkaç depo benzin dahi alamayacak seviyede az hale getirilmiştir.  Sabit dönerin mahsuplaşması konusu da çözülmemiş. Sabit maaşa hemen hiç zam yapılmayıp temmuz enflasyon artışı zam gibi yutturulmak istenmiştir. Teklif sadece insan fıtratına, hekime ve hastaya uygun olmayan performans siteminin hortlatılmasından ibarete olduğu görülmüştür. Sabit maaşında yeterli artış olmayan hekimler yıllık izinlerini dahi kullanamaz hale gelmiştir. Adeta doktorlar gemideki kürek mahkumları gibi kamçılanmaktadır

Ve gelelim 15 hazirana, 15 haziranda haksız ve insafsız kanun teklifini gören hekimlerde büyük bir hayal kırıklığı ve kandırılmışlık duygusu oluşmuştur. Hekimler bunun üzerine tekrar kentlenmiş ve ortak eylem kararı almıştır.  Gelinen noktada bakanlığın son 7 aylık tutumu göz önünde bulundurulduğunda net bir tespit yapabiliriz ki eğer 15 haziran eylemine katılım Mart ve Mayıs eyleminden az olursa sağlık bakanlığı nezdinde bundan sonra öznesi hekim olan sendika ve STK ların esamesi okunmaz. Hekimler sarı sendikalar ve bakanlık kendisine ne lütfederse onu kabul etmek zorunda kalır. Bu minvalde 15 Haziran eyleminin Mart ve mayıs eylemlerinin hatta Şubat eylemlerinin hepsinin toplamından daha kıymetlidir. Hekim hak arama mücadelesinin sonlanma yada devam etme noktasında dönüm noktasıdır.   15 haziran eylemine katılmak her hekimin kendisine, hastalarına, meslektaşlarına,  evlatlarına boynunun borcudur. İhmal edilmesi yada ertelenmesi kesinlikle hekimlik adına geri döndürülemez kayıplara yol açacaktır.

15 Haziran eylemleri mutlaka ülke sathında geniş katılımlı olmalıdır. İşverenimiz olan sağlık bakanlığına doktorların dimdik ayakta olduğunu, haklarını sonuna kadar talep ettikleri ve siyasi yada ideolojik hiçbir akımın etkisinde kalmadan hekim haklarını söke söke alacaklarını görmelidir.

Bu kanun bu hali ile meclisten geçmesi, kesinlikle engellenmeli hiç değilse aralık ayında doktora vaat edilen ve meclisten geçerken tekrar iptal edilen yasa seviyesine çıkarılmalıdır. Bunun altında bir seviye kesinlikle kabul edilmeyeceği yönünde kararlılığımız ortaya konulmalıdır. 15 Haziran hekimliğin varlık-yokluk günüdür, kader günüdür. Hekimlerin sorunlarının çözüm günüdür, çözülmezse arkasından gelecek büyük çaplı eylemlerin işaret fişeğidir. Bakanlık yetkililerine ve milletvekillerine hekimlerin haklı feryadına kulak verip bu sorunu bir an önce çözüp hekimleri fazlasıyla hak ettikleri gelir düzeyine ve özlük haklarına tekrar kavuşturmalarının hekimler kadar tüm hastalarımızın faydasına olduğunu bildirir iyi günler dilerim.