Ülke politikasında rejim tartışması hızla yaygınlaşmaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişte “hayır!..” bloğunu oluşturan siyasi partilerin “güçlendirilmiş parlamenter sistem” talepleri; günümüzde kurulan ve kurulmakta olan yeni hareketlerin de programlarında yer aldığı söylemlerden anlaşılmaktadır. Sistemler, rejimler ebette tartışılır ve bu tartışmalardan yeni ideoloji ve atılım hareketler ortaya çıkar. Bundaki tek umut ise devletin örgütlenmesindeki en modern ve en çağdaş yapılanmayı arayıştır…

Yaşını dolduran bulaşıcı hastalığın vatandaşa verdiği zararın hesabı güçtür. Acıyı çeken bilir. Koronavirüsün çıkışıyla başlayan tedbirler dünya çapında olduğu gibi ülkemizde de istenen neticeyi vermemiştir. Tarım ve hayvancılıkla birlikte turizm esnafını adeta esir almıştır. Sayılı turist hareketi pozitif serpinti yaratsa da kimsenin yüzünün ekşisini giderememiştir. Düşük faizli kredilerle desteklenmiş olsa da sonbaharın bağrında ödemesi başlayan kredilere kamu borcu yapılandırması da eklemiştir. Gelen kış yağmuru, kar, fırtına… Çık içinden çıkabilirsen…

İşsizlik sayısı zaten artarken, işten çıkarmalar, ücretli izinler, alınan bulaş tedbirleri kâbus gibi sürekli vatandaşın üzerine çökmüştür. Yaz sıcağında üşüyen esnafın nefesini rahatlatması beklenen yapılandırmanın zamanı ise iyiden iyiye düşündürücüdür. Söz konusu yapılandırma için Ocak-Şubat aylarına peşin veya taksit ödemesi koyan vekiller hangi ülkede ve hangi şartlarda yaşamaktadırlar. Kamu yatırımlarının tamamen tedaviye, desteğe ayrılması şarttır. Sağlıklı, huzurlu toplumunuz yoksa ucube yatırımlar ülkeyi de vatandaşı da kurtarmaz…

Koronavirüs tedbirlerinin hızla yoğunlaştığı ve yayılmanın önlenemediği, zaten her kış kapalı olan turizm esnafının yazdan kazancının bulunmadığını sağır sultan bile duymuştur da Sayın vekillerin duymamış, görmemiş, bilmez, anlamaz olmasını sindirmek biraz zor gibi… Devlet yönetenlerin kafalarındaki köhnemiş ideolojik çıkmazlardan arınması ve gerçekler ile yüzleşmesi gerekmez mi. Mitoloji dünyasının mitosları gerçek dünyadan kopmuşlar…

Hükümetin en üst merciinden “acı reçete” itirafı gelmektedir. Alınan karar ve icraatlar ise zehir zemberek reçete misali halkın gırtlağına yapılmaktadır. Sürekli strese sürüklenen vatandaşta huzur ve refah seviyesi dibe vuruyor. Günlük hayatın virüs yayılma ürküntüsü yanında görünmezliği çöp bidonları, pazarcı artıklarında gıda arayanların sayısını her geçen gün arttırmaktadır. Tedbirler “acı reçete” ise yapılandırma zehir zemberek reçete olacaktır…

Gelecek vizyonu yetersiz olabilir ama günü kurtarma şartlarının oluşmadığını parlamentodaki vekillerin hissetmesi gerekir. Rejimler tartışıladursun ama yapılan destek ve yapılandırma zamanını hiç tartışmaya gerek yoktur. Zamanlaması çok uygunsuzdur, ertelenmelidir!..