Bugün 31 Aralık...

Yılın son günü...

2020’de olduğu gibi 2021’de de korona virüs salgını yakamızı bırakmadı!

Bu musibet canımızdan bezdirdi, pek çoğumuza musallat oldu, sevdiklerimizi bizden aldı…

2022 yılı ülkemize, milletimize hayırlı olur inşallah.

Yeni yılı kutlarsınız, kutlamazsınız ayrı bir konu.

Çocukluğumu hatırlıyorum da yılbaşı kutlaması diye bir şey yoktu sosyal hayatımızda. Yetmişli yıllarda bizler için yılbaşı, sadece eski takvimin son yaprağı ile yeni takvimin ilk yaprağını ifade ederdi.

Evlerde televizyon ne zaman yaygınlaştı, o zaman yılbaşı kutlamaları başladı çevremizde. Televizyonda millete, “Eğlence mekânında kutlayamıyorsanız alın çerezinizi meyvenizi televizyondan ailece yılbaşı eğlencesini izleyin.” telkini yapıldı yıllarca.

Millet yıldan yıla alıştırıldı, her yılbaşında bizlere şarkılı türkülü yayınlar izlettirildi hem de dansözlüsünden. Ardından yılbaşı hediyeleşmesi, çam ağacı, noel baba saçmalığı geldi.

Bir de yeni yıl Hristiyan adetidir, kutlamam deyip 31 Aralık gecesi Mekke'nin Fethini kutlamaya kalkışanlar var.

31 Aralık’ta Mekke’nin Fethini kutlamaya kalkmak da son derece saçma. Çünkü Mekke'nin Fethi 31 Aralık değil, 11 Ocak'tır.

İlla yeni yıla alternatif bir şeyler kutlayacaksanız buyurun Kudüs'ün Yavuz Sultan Selim tarafından fethini kutlayın. (31 Aralık 1516) İnşallah Rabbim yeni yılda milletimize nice zaferler yaşatır.

Ne Hz. İsa 1 Ocak’ta doğdu, ne de Mekke 1 Ocak’ta fethedildi. Gerçek olan şu ki; Kudüs 31 Aralık’ta fethedildi.

Ömrümüzden koca bir yılı harcadık buna sevinelim mi üzülelim mi?

2021 yılını tamamlayıp yepyeni umutlarla 2022’ye merhaba diyoruz.