Milletvekili Bahşi’nin açıklaması şu şekilde:

Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün basın mensuplarına gönderdiği 5 Temmuz'da Antalya'nın Kepez ilçesinde yapılacak olan organizasyona davet mektubu üzerine bu basın bildirisini yayınlama zorunluluğu doğmuştur.

Basın mensuplarımıza gönderilen bu davette;

“5 Temmuz'da Antalya'nın Kepez ilçesinde Antalya İl Emniyet Müdürlüğü tarafından organize edilen ve AKP İl Kadın Kolları Başkanlığı aracılığı ile 200 kişinin dahil olacağı;

İçişleri Bakanlığımızın katkıları ve Emniyet Genel Müdürlüğümüzün teknik imkan ve kapasitesi en üst düzeyde kullanılarak geliştirilen ‘Kadın Acil Destek Uygulaması’ kısacası ‘KADES’ ile yine İçişleri Bakanlığımızca hayata geçirilen ‘En İyi Narkotik Polisi: Anne’ projelerinin tanıtımı yapılacaktır” denmektedir.

Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün yapmış olduğu bu davet ülkemizin nereye geldiğinin en çarpıcı örneklerinden biridir. Türkiye Cumhuriyetinin kolluk kuvvetleri Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda ilerleyen Cumhuriyetin bekçileri olması gerekirken sadece bir partinin kolluk gücü gibi davranması veya İçişleri Bakanlığı tarafından davranmak zorunda bırakılması bu millete, bu güzelim ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür, ihanettir. Güzel ülkem Türkiye artık demokratik bir devlet değil bir parti devleti haline getirilmiştir. Cumhurbaşkanı partili,  bakanlar partili, valiler kaymakamlar partili, hakimler savcılar partili, komutanlar partili, emniyet müdürleri partili, üniversite rektörleri partilidir.

ÜLKEMİZ BU NOKTAYA NASIL GELDİ?

Bildiğiniz gibi Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimlerinden biri olan 16 Nisan 2017 referandumu ve ardından yapılan 24 Haziran 2018 seçimleri sonrasında “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı verilen ucube bir sistemle yönetiliyor. Türk tipi başkanlık adı verilen bu sistem,  kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan parlamenter sistemden gibi değil yönetim erkinin tek kişide toplandığı bir yönetim sistemine dayanıyor.

Bu sistemde partili cumhurbaşkanı hem kanunlarla ilgili ve hem de yürütmeyle ilgili kararname çıkarabiliyor. Üst kademe bütün kamu görevlilerinin atamasını yapabiliyor. Yani yasama, yürütme ve yargı tek kişiye bağlı çalışıyor.

Yani bu sistemde devlet yönetiminin bütün kadroları partili cumhurbaşkanı tarafından ve kendi hedeflerine bağlı kadrolardan seçiliyor. Şimdi bu sürece tabiki bir anda gelinmedi. 19 yılda herşey adım adım değişti ve gelinen nokta budur. Satılan geleceğimizin, toprağımızın, emeklerimizin, mutluluğumuzun hesabı bir gün mutlaka sorulacaktır”