Günlük sohbetlerimizde bazı kelimelerin kullanımında kapsamına dikkat etmeden farklı içeriklere aynı manaları yüklemekteyiz. Çok hassas nüanslarla birbirinden farklılık gösteren veya kıldan ince hassasiyetle birbirini tamamlayan sözcükleri aynı pota içinde sarf edebilmekteyiz. Siyaset ve politika söz konusu içerikte hassas yapıya sahiptir…

Ülke gündemini canlı tutan siyasi yapılanma ve politik tartışmalarda siyasetçi ile politikacı veya siyaset ile politikanın aynı içeriği kapsadığı manası her sohbet ortamında örtüştürülmektedir. Bilim adamı ile ilim adamının bilim ve ilim kategorisinde aynı çerçevede gösterilmeye çalışıldığı gibi bir durumdur. Halbuki ilim adamı bilimlerin zirvesinde ilmin odağından bilgi aktarmaktadır. Objektif karaktere sahiptir. Detaylara pek girmez. Bilim adamı ise belirli kategoride akademik çalışma yapan ve ilmin ufku için bilimsel gayret gösteren şahsiyetlerdir. İlim adamları bilimsel katmerleri aşmış, bilim adamı ise bilimsel gayretleri ile ilme yönelmiş kişiliklerdir…

Sözcükler arasındaki hassasiyet bazen kıldan ince, kılıçtan keskindir. Aynen öz ve kabuk gibidir. Bir ağacı düz kesince yaşını da belirten en iç kesitten dışa doğru daireler mevcuttur. Bu dairelerin en iç kısmına “öz”, dış kısmına ise “kabuk” denmektedir. Öz; sağlamdır, çürümez. Kabuk zamanla aşınır, çürür ama her hali ile özün koruyucusudur. Politika siyaseti koruyandır…

Yanlış politika ise siyaset ve siyasetçiyi bitirir. Aktif gündemde siyasi partilerden kopmalar, yeni parti kurma çabaları, parti içi demokrasi tartışmaları ve lider eleştirileri yoğundur. Bazen iftira, bazen özde beğenmişlik, bazen de hırs, ego, çok bildim havası esmektedir. İki cepheli siyasal düzende üçüncü cephe arayışları sürmektedir. Bütün bu eylemlerin görünürdeki yüzünü tanımak, tanımlamak kolaydır ama arkada, aysbergin ötesindekinin tahmini güçtür…

Politikacı akademisyenlerin bir kısmı siyasal zeminin kayganlığından habersizdir. Hitabet sanatını akademik kariyerine göre sabitlemektedir. Seçmense hatibi tanımak isterken, kendi istek, arzu ve umutlarından bir şeyler duymayı bekler. Miyadı dolmuşlarınsa topluma verebileceği hiçbir şey yoktur. Hareket önderliği ile yeni ittifak arayışı ve vekillik bekleyenlere halk fırsat vermez. Seçmene bütüncül mesaj veremeye hiçbir partinin kendi reyi teşkilatı iktidara taşımaya yetmez. Siyasette ayakta kalmak için doğru politikaya ihtiyaç vardır. “Hep, ben bilirim!..” dosdoğru bir politika değildir. Çıkmaz sokaklarda demokrasi yaşamaz…

Cumhur ittifakından kopanlar; millet ittifakından kopmaya çalışanlar içinde güçlü üçüncü yol şimdilik gözükmemektedir. Hangisinin nereye yamanacağı soru işaretleriyle makuldür. Liderlerin de elbet noksanlıkları vardır. Hiç kimse dört dörtlük değildir. Hükümet kurmak için ya iktidar; ya da iktidara taşımak için muhalefet desteklenecektir! Bunun lamı cimi yoktur!..