Belki ben de böyle düşünmemiştim. İstanbul’da, 1980 öncesi Galatasaray Yabancı Diller Yüksek Okulunda öğrenci iken sınıfımızda atmış(60) yaşlarında Refik bey vardı. Aynı zamanda meteorolojide memur idi. Arkadaşlar konuşurken; “-Kocaman adam okuyor. Bu yaştan sonra ne yapacak ki!..” diye içimizden geçirdiğimiz oluyordu...

Zaman içerisinde sınıf arkadaşlığını aşan düzeyde samimi, ülküdaş edindik ve içten sohbetlerde bulunmuştuk. Memuriyet yıllarımız, bizlere aynı konuları beraberinde getirmişti. İntibak kavramı bürokrasiden emeklilikte hem kadro alınmasında, hem de maaş kademe ve derecesinde yıllık artış sağlayarak daha çok maaş almasını sağlıyordu. Bu elbette işin bir tarafı ama çok daha önemli hususları da varmış: Sağlık!...

Okumak, bilgi edinmek, öğrenmek, bu yolda gayret sarf etmek vücudu dinlendirip, beynin çalışmasını sağlıyor, yaşlılıkta unutkanlık gibi bazı hususların yenilenme süreciyle geçiştirildiği, aklı daha iyi çalıştırdığı yönünde uzman söylemleri vardır. En önemlisi de yaşlılar okuma alışkanlığını sürdürürken ailedeki çocuklar, torunlar, gelecek nesiller de buna bağışıklık sağlayıp okuma alışkanlığı kazanabilirler. Burası çok önemli: Küçüklerin okumaya, okula, öğrenmeye teşvik edilmesi…

Benim, fikir, düşünce eserleri okuduğumu, Fransızca lisanında gazetelere baktığımı ve pratik İngilizce de konuştuğumu tanıdıkların ekserisi bilmektedir ama bir yıldır Rusça öğrenmek için sarf ettiğim gayretin farkına bundan sonra varacaklardır. Sayın, Hatice Tuculha hanımefendinin yabancı dile olan merakım nedeniyle bana lütfettiği altı derslik Fono ders serinini birkaç kez devirmek suretiyle bu yaşımda Rus Dilini öğretmensiz söktüğümü ve artık konuşabilir durumda öğrendiğimi itiraf edebilirim…

Daha açık bir lisan ile söylemek gerekirse dilleri unutmamak, geliştirmek, daha pratik hale getirmek için Fransızca, İngilizce takip ettiğim ufak tefek haberlerin yanına Rusça gazeteleri de eklemiş durumdayım. Bu elbette bir övünç meselesidir ama ben, övünmekten ileriye yeni nesil genç kuşaklara seslenmek arzusundayım…

Dünya artık eski dünya değildir. Üniversite mezunlarının kamuda iş imkânı daralmıştır. Mutlu, müreffeh hayat için ailelerin de katkı ve önderliğinde gençler ticarete yönelmek durumundadır. Ticari saha küresel alan kazanmıştır. Bu geniş sahada bilgiye, liyakata, beceriye, lisana büyük ihtiyaç vardır. Alanya halkı “yabancı dil” bilmenin önemini kavramıştır. Turizmin esası kültür meselesidir. Bunun için de çalışmanın, okumanın, öğrenmenin yaşı yoktur. Yabancı dil günümüz dünyasında önemlidir. “Bir lisan, bir insan demektir!..”